TBMM 27. Dönem 2. Yasama Yılı açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin karşısında yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanı’dır. Millî iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki tüm vesayet mekanizmaları artık ortadan kalkmıştır. Böylece milletimiz, yetkiyi kime verdiğini ve gerektiğinde kimden hesap soracağını, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde bilmektedir” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 27. Dönem 2. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genel kurulda yaptığı konuşma ile başladı.

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 27. Dönem, 2. Yasama Yılı’nın açılışında, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “23 Nisan 1920’den bugüne Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapmış tüm milletvekillerimizi saygıyla yâd ediyorum. Meclisimizin ilk başkanı, Kurtuluş Savaşımızın başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden ahirete irtihal edenleri rahmetle anıyorum. Bin yıldır bu coğrafyada milletimizin bekası uğruna gözlerini kırpmadan hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize, gazilerimizden dâr-ı bekâya irtihal etmiş olanlara da Yüce Mevla’dan rahmet diliyorum. Son dönemde, terörle mücadelede ve 15 Temmuz’da verdiğimiz şehitlerimizin yakınları ile gazilerimizi buradan ayrıca selamlıyorum. Sınırlarımızın içinde ve dışında tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ülküsü için kahramanca mücadele eden yiğitlerimizin her birine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. İki defa gazilik unvanıyla şereflenen Yüce Meclisimize ve siz değerli milletvekillerimize yeni yasama yılında hayırlı ve başarılı çalışmalar temenni ediyorum.”

“16 NİSAN HALK OYLAMASI YÖNETİM SİSTEMİNİN DEĞİŞTİĞİ BÜYÜK BİR REFORMUN ADIDIR”

Türkiye’nin, 16 Nisan’da tarihî bir halk oylamasına, 24 Haziran’da da yine tarihî bir Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimine şahit olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasının, yönetim sisteminin değiştiği bir büyük reformun, bir büyük bir devrimin adı olduğunu belirtti. Bu çapta bir dönüşümün, pek çok ülke ve halkın ancak çok büyük çalkantılar yaşayarak ve çok büyük bedeller ödeyerek tamamlayabildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz ise, Türkiye olarak Türk milleti olarak demokrasinin kuralları içinde bu önemli değişimi suhuletle gerçekleştirmeyi başardık” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Siyaset mühendisliği hesaplarının ürünü olarak değil, tamamen tarihimizin kendi tabii akışı içinde, halkımızın talebi ve rızasıyla gelişen bir sürecin aşamalarını hep birlikte yaşadık.  Esasen, ülkemizde yönetim reformu çabalarının 200 yıla yaklaşan bir geçmişi vardır. Osmanlı döneminde Tanzimat’tan Islahat’a pek çok deneme yapılmıştır. İstiklal Harbimizin ardından tercihimizi Cumhuriyet’ten yana yaptıktan sonra da bu arayış devam etmiştir. Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik. Maalesef, ne yaparsak yapalım darbelere, vesayetlere, krizlere engel olamadık. Bu arayışlar son dönemde de sürmüştür.”

“MİLLETİMİZLE BİRLİKTE HAREKET ETTİĞİMİZDE ÜSTESİNDEN GELEMEDİĞİMİZ HİÇBİR SORUN OLMADI”

“Özellikle, 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, artık yeni bir reformu, yeni bir değişimi kaçınılmaz hâle getirmiştir” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu krizi aşmak için başlatılan çalışmaların kapısı, yeni bir yönetim sistemine açılmıştır. Milletimiz, 2007 yılından beri adım adım ilerleyen bu sürecin her aşamasında sağduyuyla ve ferasetle hareket etmiştir. Bu kritik dönemde ülkemizi raydan çıkarmak, kaosa sürüklemek, içeride ve dışarıda başarısızlığa uğratmak isteyenlere, hamdolsun fırsat vermedik. Geçmişten beri sıkça kurulan ve her seferinde Türkiye’nin tökezlemesine sebep olan tuzaklar, bu defa işe yaramadı. Milletimizin birlik ve beraberliğine sahip çıkmasıyla, devletimizin tüm erklerinin sergilediği dayanışmayla, tüm engelleri aşarak bugünlere geldik” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şu değerlendirmelere yer verdi: “Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için yapılan her hamle, ülke olarak yaptığımız daha büyük atılımlarla karşılık buldu. Her hâl ve şart altında çareyi milletimizde, demokraside, millî iradenin üstünlüğünde aradık. Ülkemizi vesayet bataklığına itmek istediler, çözümü milletimize gitmekte bulduk. Uluslararası alanda ülkemizi kuşatmaya çalıştılar, gücümüzü milletimizden alarak yolumuza devam ettik. Sokakları karıştırarak halkımızı birbirine düşürmeye çalıştılar, fitneye fırsat vermedik. Terör örgütlerini kullanarak ülkemize diz çöktürmeye çalıştılar, buna da eyvallah etmedik, PKK’sından DEAŞ’ına ve FETÖ’süne kadar hepsinin başını ezdik. Darbe yapmaya teşebbüs ettiler, milletimizle birlikte göğsümüzü namlulara siper edip istiklalimize ve istikbalimize sahip çıktık. Sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturmaya kalktılar, ardı ardına yaptığımız harekâtlarla, bu planı da paramparça ettik. Gece yarısı operasyonlarıyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar, Allah’ın izniyle, bu saldırıyı da atlatma yolunda ilerliyoruz. Bugüne kadar milletimizle birlikte hareket ettiğimizde üstesinden gelemediğimiz hiçbir sorun olmadı. İnşallah, bundan sonra da aynı başarılara imza atmayı sürdüreceğiz.”

“TESPİT ETTİĞİMİZ HER SIKINTIYA ANINDA MÜDAHALE EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin, yasama, yürütme ve yargı organlarının görev alanlarını daha net bir şekilde belirleyerek demokrasiyi güçlendirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin karşısında yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanı’dır. Millî iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki tüm vesayet mekanizmaları artık ortadan kalkmıştır. Böylece milletimiz, yetkiyi kime verdiğini ve gerektiğinde kimden hesap soracağını, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde bilmektedir” dedi.

“24 Haziran seçimlerinde şahsımı Cumhurbaşkanı seçen milletimize karşı görevlerimizi layıkıyla yerine getirmenin gayreti içindeyiz. Bakanlarımızın atamasını yapıp kabinemizi oluşturduk. Anayasa ve yasalardan aldığımız yetkiler çerçevesinde yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Kararları ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri vasıtasıyla, milletimize söz verdiğimiz gibi, hızlı ve etkili bir icraat gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Elbette her geçiş dönemi gibi, bu süreçte de bir takım sıkıntılar yaşanıyor olabilir. Tespit ettiğimiz her sıkıntıya anında müdahale ediyor ve hemen hâl yoluna koyuyoruz. Ancak, ekonomide, asla hak etmediğimiz ve ülkemizin gerçek durumunu kesinlikle yansıtmayan dalgalanma, bu tür sıkıntıların daha çok göze batmasına yol açıyor” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aldığımız tedbirler, yaptığımız görüşmeler ve geliştirdiğimiz programlarla ekonomimizi yeniden dengeye kavuşturmaya başladık. Gerek milletimizden, gerek kurumlarımızdan aldığımız geri bildirimlere göre, hem yaptığımız çalışmaları gözden geçiriyor hem de kendimize yeni hedefler belirliyoruz.”

“YENİ DÖNEMİN RUHU, BİRLİKTE ÇALIŞMAYI VE BİRLİKTE BAŞARMAYI GEREKTİRİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında, “Siyasi hayatımızın hiçbir dönemi gibi, yeni yönetim sisteminde de asla lâyüsel olduğumuz düşüncesine kapılmadık. Yetkiyi milletimizden alarak attığımız her adımımızda, yine milletimize hesap vermek mecburiyetinde olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. 2002 yılı Kasım ayından beri ülkemizin yönetimini bize emanet eden milletimize zaten çok büyük bir borcumuz vardı. 15 Temmuz’da, milletimize olan vefa borcumuza, can borcu da eklendi. Milletimizin itimadına, teveccühüne ve desteğine layık olabilmek için gece gündüz çalışıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve Kararı seviyesindeki işleri zaten yürütüyoruz. Ancak, bazı konular kanuni düzenleme gerektiriyor” açıklamasında bulundu.

Yeni yönetim sisteminde; Cumhurbaşkanı’nın Meclis’e, bütçe dışında kanun teklifi veya tasarısı sunma imkânı olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanunlar ancak milletvekillerinin teklifiyle Meclis gündemine gelebildiğini hatırlattı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisimizin açılmasıyla birlikte, gerek AK Parti Grubu’ndaki, gerekse diğer partilere mensup milletvekillerimizin kanun teklifleriyle, ülkemize çok önemli hizmetler yapacaklarına inanıyorum. AK Parti Grubu’ndaki arkadaşlarımız, hiç şüphesiz, yürütme olarak ihtiyaç duyduğumuz alanlardaki kanun teklifleriyle yasama faaliyetlerine daha çok katkıda bulunacaklardır. Diğer partilere mensup milletvekillerinden de yürütme organı olarak bize destek olacak, yolumuzu açacak kanun teklifleri bekliyoruz. Türkiye’nin önündeki sıkıntıları, ancak hep birlikte çalışır, omuz omuza verirsek aşabiliriz. Yeni dönemin ruhu, birlikte çalışmayı, birlikte inşayı, birlikte başarmayı gerektiriyor” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Gelin Türkiye’yi birlikte hedeflerine ulaştıralım. Gelin demokrasimizi birlikte güçlendirelim. Gelin ekonomimizi birlikte büyütelim. Gelin milletimize birlikte hizmet edelim. Bu yöndeki gayretleriniz için şimdiden sizlere teşekkür ediyorum.”

“YEPYENİ BİR KALKINMA MODELİ ORTAYA KOYDUK”

Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak ülke yönetiminde sorumluluk sahibi olduğu tüm dönemlerde ekonominin hep özel önem verdiği bir konu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi 3,5 kat büyütürken ve zenginleştirirken, bundan milletimizin her kesiminin faydalanmasını sağladık. Çalışan, yatırım yapan, üreten, ihraç eden, istihdam oluşturan bir ülke olarak, adeta yepyeni bir kalkınma modeli ortaya koyduk” dedi.

Türkiye’nin son beş yıldır çok büyük, önemli ve tarihî hadiseleri ardı ardına yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İçinden geçtiğimiz bu kesintisiz mücadele dönemi bize, daha güçlü olmamız gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Milletimizin çok büyük fedakârlıklar yaparak, gerektiğinde çok büyük cesaret sergileyerek bu mücadeleye verdiği destek, meselenin herkes tarafından kavrandığına işaret ediyor. Bu süreçte, kısır düşünenler, sorumsuzca davrananlar, hırslarının kurbanı olanlar, nefsinin peşinden gidenler milletimiz tarafından tasfiye edilmiştir. Verilen mücadeleye destek olanlar ise, diğer farklılıklara bakılmaksızın, milletimiz tarafından el üstünde tutulmuştur.”

“KURDAKİ YÜKSELİŞİN SEBEP OLDUĞU HADİSELERİN, TÜRKİYE’NİN EKONOMİK GERÇEKLERİYLE İLGİSİ YOK”

Ekonomide içinden geçilen hassas dönemin, herkes açısından çok daha büyük bir imtihan, çok daha büyük bir ayrıştırma vesilesi hâline dönüştüğü değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ekonomi konusunda ihtiyacı olan reformların neler olduğunu en iyi kendilerinin bildiğini ifade etti.

Bir süredir yaşanılan ve kurdaki yükselişin sebep olduğu hadiselerin, Türkiye’nin ekonomik gerçekleriyle, eksikleriyle ilgisi olmadığının çok açık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerikan yönetimi, aramızdaki siyasi ve hukuki sorunları diyalog yerine tehdit ve şantaj diliyle çözmeye çalışmak suretiyle bu yanlış yola girmiştir. Güya bize bedel ödetmeyi amaçlayan bu yöntem, aslında en büyük zararı orta ve uzun vadede Amerika’ya vermektedir” ifadesini kullandı.

“PEK ÇOK ÜLKEYLE TİCARET SAVAŞINA TUTUŞAN AMERİKA GÜVENİLİRLİĞİNİ YİTİRMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Çin ve Avrupa Birliği başta olmak üzere pek çok ülkeyle adeta bir ticaret savaşına tutuşan Amerika, Türkiye’ye yönelik ekstra uygulamalarıyla güvenilirliğini iyice yitirmiştir. Bizim yaşadıklarımızdan sonra, dünyada hiçbir ülkenin Amerika’yla ilişkilerinin geleceğine güvenle bakması artık mümkün değildir. Türkiye ekonomisi, bu tür tehditler ve saldırılarla yıkılmayacak kadar güçlüdür.”

Kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizliğin yavaş yavaş ortadan kalktığını ve bütçe disiplininden en küçük bir taviz vermediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki görünümünü güçlendirecek adımları birer birer attıklarını kaydetti.

“EKONOMİMİZİN DENGELERİNİ TAHKİM ETMEYE YÖNELİK PROGRAMLARI HAYATA GEÇİRİYORUZ”

“Türkiye kimseden para talep etmiyor, bizim tüm çabamız uluslararası sermayenin ülkemizde yatırım yapmasını sağlamaktır” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için gereken her türlü desteği ve her türlü güvenceyi veriyoruz. Ekonomimizin dengelerini, finanstan yatırımlara kadar her alanda tahkim etmeye yönelik programları dikkatle hayata geçiriyoruz. Yeni Ekonomi Programı bunun en önemli adımlarından biridir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanayicimizin, tüccarımızın, esnaf ve sanatkârımızın, tarım sektörümüzün, ücretli kesimin, velhasıl milletimizin yaşadığı sıkıntıları biz gayet iyi biliyoruz. Enflasyondan, faizlerden, döviz kurundan bunalan, işini çevirmekte zorlanan herkesin yaşadıklarını yakından takip ediyoruz. Bankacılık sektörünün hareket alanının daralmasından kaynaklanan finans sıkışıklığının yol açtığı zincirleme sorunların öneminin ve aciliyetinin de farkındayız. Tüm bu sıkıntıların çözümüne yönelik hazırlıklarımız, çalışmalarımız var.”

“HİÇBİR KESİMİ TEFECİLERİN, FIRSATÇILARIN İNSAFINA TERK ETMEYECEĞİZ”

Hiçbir sanayiciyi, tüccarı, çalışanı, vatandaşı vicdan ve ahlak yoksunu tefecilerin, iyi günde ortaya çıkıp kötü günde kaybolan fırsatçıların insafına terk etmeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden, gereken her türlü tedbiri alıp uygulayacaklarını vurguladı.

“Dengeleme, disiplin ve değişim üzerine kurulu yeni bir ekonomik program hazırladık” sözleriyle konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kredi imkânlarını genişletip kolaylaştıracak, yatırımları teşvik edecek, üretime, istihdama ve ihracata öncelik verecek bir ekonomi anlayışıyla, Türkiye’yi yeniden yükselişe geçirmekte kararlıyız. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine ve yönetimine güvenmesini istiyorum” şeklinde konuştu.

“MECLİSİMİZLE MÜCADELEYİ BİRLİKTE VERECEK, BAŞARIYI BİRLİKTE YAKALAYACAĞIZ”

En zor dönemi geride bıraktıklarını, bundan sonra her şeyin daha kolay olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar nasıl her sıkıntıyı milletimizle kol kola, omuz omuza vererek aştıysak, bugünleri de inşallah aynı şekilde geride bırakacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Çıktığımız bu uzun ve zorlu yolculukta Meclisimizle, siz değerli milletvekillerimizle birlikte yürüyecek, mücadeleyi birlikte verecek, başarıyı birlikte yakalayacağız. Yeni dönemde Meclisimizin yeni bir anlayışla çalışması, ülkemizin en büyük kazanımı olacaktır. Gerekiyorsa Anayasayı, gerekiyorsa içtüzüğü değiştirerek, Meclisimizin etkinliğini ve itibarını artırmamız, hem demokrasimiz, hem milletimizin morali bakımından çok önemlidir. Bu konuda ben siz değerli milletvekillerine güveniyorum.”

TBMM 27. Dönem 2. Yasama Yılı Açış Konuşması-Tam Metin

CEVAP VER