Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Bizim için önemli olan kimin ne dediği değil, ülkemizin ve milletimizin neye ihtiyacı olduğudur. Bu anlayışla çalışmalarımızı yürüttük, yürütmeye devam edeceğiz. Güvenlik güçlerimizin bir süredir sınırlarımız içinde ve dışında gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar, doğru yolda ilerlediğimizin en büyük ispatıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında, Yunanistan’da, Atina yakınlarında çıkan yangında ölenlerin yakınları başta olmak üzere tüm Yunan halkına başsağlığı dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihtiyaç duyulması hâlinde her türlü yardıma hazır olduklarını Yunan makamlarına ilettiklerini söyledi.
“TÜRKİYE’Yİ BİR DAHA BEDELLİ KANUNLARINA İHTİYAÇ DUYULMAYACAK ASKERLİK SİSTEMİNE KAVUŞTURACAĞIZ”
Seçimlerin sonrasında millete verdikleri sözleri tutmak için çalışmaya başladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakan yardımcılarının bir kısmının atamasını yaptıklarını, diğer üst düzey yöneticilerle ilgili çalışmaları önemli ölçüde tamamlayıp atamaların peyderpey gerçekleştirileceğini belirtti.
Seçim sürecindeki taahhütleri içeren kısa vadeli programı hemen uygulamaya geçireceklerini, terörle mücadelede ihtiyaç duyulan yeni düzenlemelerin TBMM tatile girmeden hayata geçirileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bedelli askerlik talebiyle ilgili kanunu bu hafta TBMM’den geçirerek sözlerini tutmuş olacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerlik meselesini, yeni ve daha köklü bir anlayışla ele almaları gerektiğine işaret ederek, “Gereken hazırlıkların ve planlamaların yapılmasının ardından Türkiye’yi, bir daha bedelli kanunlarına ihtiyaç duyulmayacak bir askerlik sistemine inşallah kavuşturacağız” diye konuştu.
Türkiye’nin sınırları içinde ve dışında gerçekleştirdiği operasyonların, yükümlüler eliyle yapma imkânın kalmadığını; ancak milletin askerlikle bağının tümden kopmasını da doğru bulmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hem tüm vatandaşlarımıza temel askerlik eğitimini nazari ve tatbiki olarak verilebileceğimiz hem de Türk Silahlı Kuvvetlerinin insan gücünü uzmanlığa dayalı hâle getireceğimiz bir sistem üzerinde çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.
“KİMSENİN ÜLKEMİZİ TERÖRLE MÜCADELE İÇİN ÇIKARDIĞI KANUNLAR YÜZÜNDEN ELEŞTİRMEYE HAKKI OLAMAZ”
Terörle mücadele kanununda yapılacak değişikliklerde, olağanüstü hâl sonrasında güvenlik güçlerine ve valilere ilave imkânlar sağlandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bununla terörle mücadelenin herhangi bir zafiyete uğramadan devam etmesini hedeflediklerini dile getirdi. İhtiyaç duyulan her zaman, ülke genelinde veya belirli yerlerde olağanüstü hâl ilan etme yetkilerinin olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin onda biri kadar dahi terör tehdidi altında olmayan ülkeler, en küçük bir kargaşada bizdekinin on katı ağırlığında tedbirler uyguluyor. Böyle bir ortamda hiç kimsenin ülkemizi terörle mücadele için çıkardığı kanunlar yüzünden eleştirmeye hakkı olamaz” dedi.
“SURİYE’Yİ ADIM ADIM GÜVENLİ HÂLE GETİRİYORUZ”
Sınır dışında terör örgütlerine karşı yürütülen mücadeleye de değinerek Türkiye’yi tehdit eden terör örgütlerinin yeni merkezi hâline dönüşen Suriye’yi adım adım güvenli hâle getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile vardıkları mutabakat çerçevesinde Mümbiç’te yeni bir döneme geçildiğini, aynı şekilde, diğer bölgeler için de hazırlıkların sürdüğünü kaydetti.
Konuşmasında, “Bizim için önemli olan kimin ne dediği değil, ülkemizin ve milletimizin neye ihtiyacı olduğudur” ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlayışla çalışmalarımızı yürüttük, yürütmeye devam edeceğiz. Güvenlik güçlerimizin bir süredir sınırlarımız içinde ve dışında gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar, doğru yolda ilerlediğimizin en büyük ispatıdır. Ülkemizi tehdit eden terör örgütlerinin yeni merkezi hâline dönüşen Suriye’yi adım adım güvenli hâle getiriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hudutlarımız dibinde tek bir terörist kalmayana, tüm Suriyeli kardeşlerimiz huzur içinde evlerine dönene kadar bu ülkedeki operasyonlarımız devam edecektir. Devletimiz ve milletimiz için beka meselesi olarak gördüğümüz bu konuda hiç kimse bize engel olamaz” dedi.
“BÖLGEMİZDEKİ EN MAZLUM COĞRAFYA FİLİSTİN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi ülkemiz ve sınırlarımızla birlikte bölgemizin güvenliği de bizi yakından ilgilendiriyor. Bu coğrafyada çekilen her acının sızısını yüreğimizde hissediyoruz. Zulme uğrayan her kardeşimizle biz de tarifsiz sıkıntılar yaşıyoruz. Hiç şüphesiz bölgemizdeki en mazlum coğrafya Filistin’dir. İsrail’in, Kudüs ve Gazze başta olmak üzere, Filistin coğrafyasında gerçekleştirdiği saldırılar, tam anlamıyla bir insanlık suçudur. Kendi topraklarını savunmaktan başka hiçbir suçları olmayan sivil Filistinlilerin üzerine tankıyla, topuyla, uçağıyla, füzesiyle, keskin nişancısıyla giden İsrail, terör devleti olduğunu bir kez daha gösterdi” şeklinde konuştu.
Dünyanın, İsrail tarafından katledilen yüzlerce, yaralanan on binlerce Filistinliyi görmezden geldiğine, bu olaylarda hayatını kaybeden tek bir İsrail askeri için, neredeyse herkesin harekete geçtiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dikkat ederseniz ortada bir savaş yoktur. Ortada sadece, İsrail yönetiminin Filistinlilere yönelik saldırıları ve uyguladığı insanlık dışı vahşet vardır” diye ekledi.
“İSRAİL, BU KANUNLA YAPTIĞI HIRSIZLIĞA KENDİNCE BİR KILIF İCAT ETMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Nitekim geçtiğimiz günlerde İsrail Parlamentosunda kabul edilen ‘Yahudi Ulus Devlet’ kanunu, bu ülkenin gerçek niyetini tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. Filistin halkı ile Kudüs’ü ziyaret eden Müslümanlara ve Hristiyanlara yönelik tüm haksız uygulamalar, baskılar, tecritler, bu kanun ile meşrulaştırılmaktadır. Gasp ettiği toprakları yerleşim yerleri adıyla masumlaştırmaya çalışan İsrail, bu kanunla, yaptığı hırsızlığa kendince bir kılıf icat etmiştir. Karşımızda, kendi tanımladığı bir topluluk dışında hiç kimsenin hakkını, hukukunu, hatta varlığını tanımayan bir devlet vardır. Bu düzenleme, İsrail’in dünyadaki en Siyonist, en faşist, en ırkçı devlet olduğunun, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatıdır. İsrail’in bu düzenlemeden sonra faşizm ve ırkçılık ile bunların sonuçları konusunda söyleyecek hiçbir sözü kalmamıştır.”
Hitler’in ‘ari ırk’ saplantısı ile İsrail yönetiminin bu kadim toprakları sadece Yahudilere ait sayan anlayışı arasında hiçbir fark olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyayı büyük bir felakete sürükleyen Hitler’in ruhu, İsrail’in bazı yöneticileri arasında yeniden hortlamıştır. İsrail Cumhurbaşkanının da isabetle ifade ettiği gibi bu, dünya Yahudilerine bir ‘anavatan’ sunmaktan ziyade, tüm Yahudileri tehlikeye atan bir adımdır” değerlendirmesinde bulundu.
Yönetim ilkelerini dini referanslara dayandıran devletleri eleştiren, hatta fiili müdahalede bulunanların; İsrail’in Yahudi Şeriatını esas alan bu kanununa ses çıkartmamalarını ‘ikiyüzlülük’ olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak, İsrail yönetiminin tüm haksızlıklarına, uyguladığı tüm zulümlere karşı çıkmayı, Filistin halkının yanında olmayı sürdüreceklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında İslam dünyasını, Hristiyan âlemini, dünyadaki demokrat ve özgürlükçü tüm devletleri, kurumları, sivil toplum kuruluşlarını ve medya mensuplarını İsrail’e karşı harekete geçmeye davet etti.
“ÜLKEMİZİN SADECE SİYASİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ DEĞİL EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞÜNÜ DE KORUMANIN MÜCADELESİNİ VERDİK”
“Bugün Türkiye, her alanda bölgesinin ve dünyanın itibarlı bir ülkesi hâline gelmişse, bunda en büyük pay milletimize olan inancımızdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan çeyrek asır önce Türkiye’yi yerle yeksan etmeye yetecek nice saldırıyı, nice tuzağı, nice oyunu, işte bu sayede bozduk. Hem milletimize ve kendimize inandık, güvendik, duruşumuzdan asla taviz vermedik, hem de ülkemizi büyüttük, kalkındırdık, zenginleştirdik. Bilhassa son beş yılda maruz kaldığımız her saldırıyla birlikte ekonomik bir hançerin de sırtımıza saplanmaya çalışılmasının sebebi budur. Biz, ülkemizin sadece siyasi özgürlüğünü değil, ekonomik özgürlüğünü de korumanın mücadelesini verdik” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette krizlerin faturasını ödedik ve ödüyoruz. Tüm milletimiz emin olsun ki, kazandıklarımız karşısında bu faturanın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. İnşallah çok yakında, ekonomik olarak da çok büyük kazanımlar elde edeceğiz” sözlerine yer verdi.
Türkiye’nin büyümesinin, kalkınmasının ve gelişmesinin engellenemediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin millî gelirde 17’inci, satın alma paritesine göre 13’üncü sırada olduğunu, Haziran ayı sonu itibariyle yıllık ihracatın 161,5 milyar dolara ulaştığını, bu yılın ilk çeyreğinde büyüme oranının yüzde 7,4 olduğunu hatırlattı.
İstihdamda 28,5 milyon kişiyle, yine tarihî bir zirvede bulunulduğuna; ancak işgücüne katılım oranının yüksek olması dolayısıyla büyük istihdam rakamına rağmen, işsizliğin yüzde 10’lar seviyesinde olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakında bu oranı tek haneli rakamlara indireceklerini kaydetti.
“TÜRKİYE’YE BUGÜN YATIRIM YAPANLAR YARIN EN KÂRLI ÇIKANLAR OLACAKTIR”
9 Temmuz’daki yemin töreninin ardından resmen yürürlüğe giren yeni yönetim sistemiyle, her alanda olduğu gibi ekonomide de hedeflere kararlılıkla yürüyebilecekleri bir zemine kavuştuklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, potansiyeline ve hedeflerine yakışmayan bu finans fotoğrafından, inşallah en kısa sürede çıkacaktır. Nice sıkıntıların üstesinden gelen, nice zaferlere imza atan Türkiye, bunu da başaracaktır” dedi.
Uluslararası yatırımcıları, Türkiye’deki yatırımcıları ve finans çevrelerini Türkiye’nin geleceğine güvenmeye davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, kendisine itimat edip yatırım yapan hiç kimseyi hayal kırıklığına uğratmadığını, Türkiye’ye bugün yatırım yapanların, yarın en kârlı çıkanlar olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Devlet olarak, tüm yatırımcılara, tüm finans çevrelerine her türlü kolaylığı göstermeye, her türlü desteği vermeye hazırız. Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde, sırf bu amaçla özel ofisler kuruyoruz. Büyük yatırımcıların muhatabı artık doğrudan Cumhurbaşkanlığı olacaktır. Bu yıldan başlayarak, ekonomideki hedeflerimize doğru âdeta koşar adımlarla yürüyeceğimize yürekten inanıyorum.”
“HESABA ÇEKİLMEDEN KENDİMİZİ HESABA ÇEKMEYİ BİLMELİYİZ”
2019 Mart’ında yapılacak mahalli idareler seçimine işaret ederek önlerinde kısa vadeli bir seçim takviminin olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Ağustos’ta yapacakları AK Parti Olağan Büyük Kongrenin ardından mahalli seçimlere yönelik çalışmaları başlatacaklarını açıkladı.
24 Haziran seçimlerinde, Cumhurbaşkanlığında ve milletvekilliğinde aldıkları oyları; il il, ilçe ilçe, belde belde, hatta sandık bazına kadar inerek analiz ettiklerini, 1 Kasım’a göre oy kaybettikleri yerleri ve bunların sebeplerini tüm detaylarıyla anlamaya çalıştıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, çıkardıkları sonuçları bir sonraki seçim için ders hâline dönüştürdüklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başka partiler kendi iç kavgalarıyla, çekişmeleriyle, olağanüstü kongreleriyle uğraşabilirler. Bizim böyle bir lüksümüz yok. Milletimiz bizden hizmet bekliyor, eser bekliyor, milletimiz bizden dertlerine derman olmayı bekliyor. Cumhurbaşkanlığında şahsımıza teveccüh gösteren 26 milyon 330 bin, Meclis’te partimizi tercih eden 21 milyon 338 bin vatandaşımıza borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebiliriz. Eğer milletimizin verdiği mesajları doğru şekilde almaz, eksiklerimizi ve hatalarımızı düzeltmeden sandığa gidersek, değerli arkadaşlarım bu bize yakışmaz. Biz bugüne kadar milletimizle birlikte yol yürüdüğümüz, hep onunla beraber hareket ettiğimiz için daima zirvede kaldık. Şunu unutmayın, şahsım başta olmak üzere, hiçbirimiz layüsel değiliz. Hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekmeyi bilmeliyiz. Milletimize hesap vereceğimizin bilinciyle geçirdiğimiz her an, kendimizin de, ülkemizin de faydasınadır. Mahalli seçimlere, işte bu anlayışla hazırlanmak zorundayız.”
“TÜRKİYE’Yİ BÜYÜTMEK, GÜÇLENDİRMEK, GELİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”
2019 Mart seçimlerinde, yine milletin sesine kulak vereceklerini, kimlerin devam edip kimlerin değişeceğini buna göre belirleyeceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizler Cumhurbaşkanlığında, sizler Meclis’te, belediye başkanlarımız kendi şehirlerinde el birliğiyle Türkiye’yi büyütmek, güçlendirmek, geliştirmek için çalışacağız. Rabbimizin inayeti, milletimizin desteğiyle, inşallah bunu da başaracağız” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda, “Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması demek, istiklalimize ve istikbalimize güvenle bakabilmemiz, evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonları için sağlam bir altyapı bırakmamız demektir” dedi.
“ASKERLİKTE BAKAYA OLAYINI TAMAMEN KALDIRMAK İSTİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Bedelli askerlik süresinin tartışıldığı hatırlatılarak sürenin düşmesi ihtimalinin olup olmadığı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürenin 28 günden 21 güne düştüğüne işaret ederek bu sürenin daha aşağıya düşmeyeceğini söyledi. 38 olarak ifade edilen üst yaş sınırının kaldırıldığını da hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerlikteki bakaya olayını tamamen kaldırmak istediklerini belirtti ve “Orada da öyle bir sınır olmayacak. Ödemesini yapanlar da çürük noktasında da böyle bir engelle karşı karşıya olmayacak” dedi.
Yöneltilen soru üzerine, bedelli askerliğe ihtiyaç kalmayacak şekilde düzenleme yapıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zorunlu süresi mi kısalır?” sorusuna, “O konuda şu andaki mevcut durum aynen devam ediyor. Bu konularla ilgili Millî Savunma Bakanlığımız gerekenleri yapıyor” şeklinde cevap verdi.
ABD Kongresi’nin üzerinde uzlaşmaya vardığı tasarıda, F-35’lerin Türkiye’ye teslimatının durdurulmasının yer aldığı hatırlatılarak bu kararı nasıl değerlendirdiği yönündeki soruya cevaben Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu konu biliyorsunuz, tamamıyla ABD Başkanının, oradan geçtikten sonra tasarrufunda olan bir şeydir. Sayın Trump, Brüksel’deki görüşmemizde, yazılı olarak yaptığı açıklamasını da bize gösterdi, böyle bir şey söz konusu değil. Biz şu ana kadar 900 milyon dolar ödeme yaptık. İki tanesinin teslimatı da orada bize yapıldı. Şimdi orada bizim pilotlarımız eğitim uçuşlarını da yapıyorlar. Biz, bu noktada herhangi bir olumsuz endişe taşımıyoruz.”
“MESUT’UN TAKINDIĞI TAVIR HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜZERİNDEDİR”
Alman Millî Takımı oyuncusu Mesut Özil’in kendisine yapılan ırkçı saldırının ardından aldığı kararı nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine ise dün gece Mesut Özil’le görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Mesut’un bu açıklaması, takındığı tavır tam millîdir ve yerlidir, her türlü takdirin üzerindedir. Ben gözlerinden öpüyorum. Çünkü Alman Millî Takımı’na bu denli her şeyini veren ve başarılarında onun da katkısı olan bir gence böyle bir ırkçı yaklaşım, dininden dolayı böyle bir yaklaşım; bunlar hakikaten kabul edilebilir bir şey değil. Kaldı ki kökeni itibarıyla Türk olan Mesut’la, İlker’le, Cenk Tosun’la Londra’da resim çektirmeme tahammül edemeyen bu anlayışı, neyle izah edeceksiniz? Bu hazımsızlıktır. Bunu da zaten hakikaten, yerli yerine oturmuş olan siyasetçiler takdir ediyorlar. Onlar da Mesut’un yanında yer aldıklarını ifade ediyorlar.”