Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’daki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, bazı Avrupa ülkelerindeki Türkiye karşıtı gelişmelere ilişkin “Biz demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri onlar istediği için değil, kendi vatandaşlarımız bunlara layık olduğu için benimsiyor ve hayata geçiriyoruz ve bunu da onlardan çok daha iyi yapıyoruz. Türkiye her yolu ve yöntemi kullanarak saldıran bu insanlara gereken cevabı inşallah verecek. Fakat bakıyorum ki biz yıkılmayıp ayakta kaldıkça onların gücü, nefesi tükeniyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’da yapımı tamamlanan hizmet ve eserlerin toplu açılış törenine katıldı. Eski Atatürk Stadyumu’nda düzenlenen ve vatandaşların yoğun iştirakiyle gerçekleşen törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

“AVRUPA BİRLİĞİ KAPISINDA BİZİ NASIL BEKLETTİKLERİNİ ÇOK İYİ BİLİYORUZ”

Konuşmasında ‘el ağzına bakan, sel ağzına yuva yapar’ atasözünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı Avrupa ülkelerinin, Türkiye’nin 16 Nisan’dan sonra geçeği yeni yönetim sistemini istemediklerini ifade ettiklerini hatırlatarak “Yahu zaten isteseler şaşardık, çünkü biz onların yarım asra aşkın süredir Avrupa Birliği kapısında bizi nasıl beklettiklerini çok iyi biliyoruz” diye konuştu.

Türkiye ile mukayese edilemeyecek ülkelerin Avrupa Birliği’ne üye yapıldığına dikkat çekerek, Türkiye’nin nüfusunun yüzde 99’unun Müslüman olması dolayısıyla üyeliğe kabul etmediklerinin artık anlaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunu bugüne kadar konuşmadık, ama artık konuşacağız. Bunlar bölücü. Bunlarda ırkçılık var, bunlarda İslamofobya var, bunlarda her şey var, dürüst değiller, samimi değiller. Bunlar yüzümüze güldükleri zaman biz bunların ne olduğunu anlıyorduk; ama söylemedik, artık şimdi söyleyeceğiz, yüzüne yüzüne söyleyeceğiz” dedi.

“AVRUPA, TERÖR ÖRGÜTÜ YANDAŞLARINA TÜM KAPILARI SONUNA KADAR AÇTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “PKK terör örgütünü, FETÖ’yü topraklarında onlar barındırıyor ve onları iadeye gelince iade etmiyor, ondan sonra bizden utanmadan, sıkılmadan istiyorlar. Kusura bakma, sizin yargınız ne kadar adilse, biz yargımız en az onlar kadar adildir. Şimdi vermeyince de çılgına dönüyorlar. Kusura bakmayın, ben bu makamda olduğum sürece bu işin önünü açmam. Kendi topraklarını bizim bakanlarımıza yasaklarken, terör örgütlerinin yandaşlarına tüm kapıları sonuna kadar açtılar bunlar. İşte düşünün, şahsımın şakağına silah dayanıyor, böyle bir pankartı İsviçre Parlamentosunun önüne asıyorlar ve bunu yapanları İsviçre polisinin kontrolünde götürüyorlar. Eee, hâlâ susacak mıyız? İşte bundan dolayı 16 Nisan’da evet diyorum. Benim şahsımın meselesi değil, bu millete olan saygısızlığın hesabını sormaktır. Bakınız, Avrupa’nın her yerinde bu teröristler istedikleri gibi geziyor mu? Onlara yol açık. Ama dikkat edin, ‘evet’ diyenlere yol kapalı ve onların milletvekilleri, bakanları ‘hayır’ propagandası yapıyor, serbest. Kusura bakmayın, öyleyse sizlerle 16 Nisan’dan sonra konuşacağız.”

Türkiye’nin artık Ankara kriterlerinin olduğunu ve Avrupa Birliği kriterlerine ihtiyacının olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri onlar istediği için değil, kendi vatandaşlarımız bunlara layık olduğu için benimsiyor ve hayata geçiriyoruz ve bunu da onlardan çok daha iyi yapıyoruz. Türkiye her yolu ve yöntemi kullanarak saldıran bu insanlara gereken cevabı inşallah verecek. Fakat bakıyorum ki biz yıkılmayıp ayakta kaldıkça onların gücü, nefesi tükeniyor. Bugünün hasta adamı artık Avrupa Birliği’dir” ifadelerini kullandı.

“AVRUPA BİRLİĞİ CİDDİ BİR BORÇ BATIĞIYLA KARŞI KARŞIYA”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’nın bugünün hasta adamı olduğunu istatistiklerle açıklayacağını dile getirdi ve şu bilgileri verdi: “Avrupa Birliği’nin satın alma paritesine göre Avrupa Birliği’nin geliri 2002-2015 yılları arasında yüzde 18 büyüdü. Aynı ölçüye göre Türkiye’nin büyümesi yüzde 81. 2002 yılında dünya hasılasının yüzde 23’ünü üreten Avrupa Birliği, bugün yüzde 17’nin altına geriledi, 23’ten 17’ye geriledi. Bütün bunların tercümesi ne biliyor musun? Avrupa Birliği’nin küçülen bir ekonomik güç olduğudur. Şimdi bir de meseleyi borç stoku açısından ele alalım. Son 14 yılda Avro Bölgesinin borç stoku yüzde 35 artış göstererek toplam gelirin yüzde 90’ına ulaştı, ülkemizin borç stoku ise yüzde 62 azalarak toplam gelirin yüzde 28’ine düştü. Demek ki Avrupa Birliği aynı zamanda ciddi bir borç batığıyla karşı karşıya. Avrupa Birliği’nin dünya ticaretinden aldığı pay yüzde 16 azalışla yüzde 33’e düştü, Türkiye’nin dünya ticaretindeki payı ise yüzde 59 artış göstererek yüzde 1’e yaklaştı. Bu demektir ki, Avrupa Birliği’nin dünya ticaretindeki payı da küçülüyor. İstihdamda hem kısa çalışma saatleri, hem de kamunun istihdamdaki ağırlığı sebebiyle Avrupa Birliği’nde kurulan suni refah düzeni çatırdıyor. Yaş ortalaması 43’ü bulan Avrupa Birliği gençlerine iş bulmakta zorlanıyor, yani Avrupa artık istihdam umudu olmaktan da çıktı. Bizi ekonomiyle, vizeyle, ticaretle tehdit edenler önce dönüp kendilerine baksınlar, durumları iyi değil.”

“AVRUPA’NIN GELECEĞİ, BİZİM ORADAKİ VATANDAŞLARIMIZDIR”

Verdiği bilgilerin devamında, “Gelirleri azalan, borçları artan ve bütün bunların yanında ticareti daralan, yatırım ortamı düşen, işsizliği yükselen, yaşlanan bir kıta görecekler. İşte o zaman kimin kime ihtiyacı olduğu da anlaşılacaktır” sözlerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu manzaranın üzeri öyle bizim bakanlarımızın toplantılarını iptal etmeyle, vatandaşlarımızın üzerine atlarla, itlerle yürümeyle kapatılamaz. Avrupa geleceği, bizim oradaki vatandaşlarımız var ya, işte onlardır” diye ekledi.

İDLİB’DEKİ KİMYASAL SİLAH SALDIRISI

Dünyadaki mücadelelerin en ahlaksızının terör örgütleri üzerinden yürütülen mücadele olduğunun altını çizen ve Türkiye’nin tarihinin her döneminde bu ahlaksızlığa maruz kaldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Suriye’nin İdlib şehrinde Esad güçleri tarafında kimyasal silah kullanılmasıyla yarısı çocuk, 100’ü aşkın kişinin şehit edilmesine ilişkin, “Ey katil Esed, sen bunların ahından nasıl kurtulacaksın? Ey buna sessiz kalan dünya, buna sessiz kalan Birleşmiş Milletler, bunun hesabını nasıl vereceksiniz? Şimdi biz tabii oradan alabildiklerimizi alıyoruz, ülkemizde hemen tedaviye alıyor, elimizden geleni yapıyoruz. Ama bu bile benim için yeterli değil, üzüntülüyüm, onlar bizim yavrularımız, kardeşlerimiz. Bir baba olarak üzülüyorum, o yavruların durumu ciğerleri dağlıyor. Elimizden geleni yapacağız. Hele hele bu 16 Nisan var ya, işte bunun için de adeta bir kader çizgisinin çizilmesidir” açıklamasında bulundu.

“OYUN ÇOK AÇIK, ARTIK SÖZÜN BİTTİĞİ YERE GELDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir dönem ASALA diye bir örgüt icat etmişlerdi, bu örgütü kullanarak dünyanın her köşesinde diplomatlarımıza saldırıyor, şehit ediyorlardı. Böylece Türkiye’yi köşeye sıkıştırdıklarını sanıyorlardı. Onun işi bitince 1970’li yıllar boyunca pek çok örgütü sahaya sürdüler, işte bir tanesi PKK, PYD, YPG. Mezhep hassasiyetlerini kaşımak için de DHKP-C’yi besleyip büyüttüler, bunların yetersiz olduğu yerlerde FETÖ denen ihanet şebekesini ihya ettiler. Hatta Suriye ve Irak’ta güya mücadele ettikleri DEAŞ’ı üzerimize salmaktan dahi geri durmadılar. Sorduğunuzda tüm bu örgütleri tanımadıklarını, tasvip etmediklerini, destek vermediklerini söylediler; ama militanlarını ülkelerinde barındırmaktan, ellerine her türlü silahı vermekten geri durmadılar. Oynan oyun çok açık, ortada, artık sözün bittiği yere geldik.”

“TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KULLANARAK BİZE DİZ ÇÖKTÜRECEKLERİNİ SANANLARI SICAK BİR YAZ BEKLİYOR”

Bölgede asıl hedefin Türkiye olduğunun, Irak’ta kurulan tezgâhların ucunun gelip Türkiye’ye dayanacağının, Kıbrıs’ta tutulmayan sözlere, uyulmayan anlaşmalara, devrilen masalara rağmen Rum tarafının arkasında durulmasının amacının Türkiye’yi açığa düşürmek olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: “Yani etrafımız adım adım ateş çemberiyle çevrilirken bize yerimizde durmamızı, hiçbir şeye karışmamızı söyleyenlerin dostluğuna, samimiyetine, iyi niyetine inanılabilir mi? Ne diyoruz? Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Başka ne diyoruz? ‘Zor oyunu bozar.’ Türkiye olarak gerekirse bu oyunu da bozacağız. El-Bab operasyonu, sahaya girdiğimizde netice alacağımızın en son ve somut örneğidir. El-Bab bitti, Cerablus bitti, Rai bitti, Dabık bitti, şimdi yola devam, şimdi Münbiç var. Eğer koalisyon güçleri sözlerinde dururlarsa, ‘YPG, PYD’yi koyun bir kenara, gelin Rakka’yı da halledelim’ diyoruz. Bu millet bu işi çözer. Terör örgütünü kullanarak bize diz çöktüreceklerini sananları sıcak bir yaz bekliyor, haberleri olsun.”

HDP’NİN KAMPANYASI

HDP’nin ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ vurgusuna öfkelenip bunu kabul etmediklerini beyan ederek bir karşı kampanya düzenlediklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanlığı’nın buna anında müdahale edip gereken dersi verdiğini söyledi ve “Bundan sonra böyle; öyle yolgeçen hanı değil bu ülke. İstediğin gibi terör estiremezsin. İstediğin gibi her yere girip çıkamazsın. Nereye müsaade edersek oraya, hakkın hukukun neyse oraya. Bu ülkede adalet var, hak var, hukuk var, öyle cebren, korkuyla, silahla bu işi yapamazsın. Silahsa en güçlü silah devletin elindedir, zulmedene gereğini yapar” diye ekledi.

Konuşmasının sonunda resmî olarak açılışları yapılan hizmet ve tesislerin Bursa’ya ve Bursalılara hayırlı olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve milletvekilleri ile birlikte açılış kurdelesini kesti.

Törenden sonra Bursa Valiliği’ni ziyaret ederek, şehirde yürütülen çalışmalar ve hizmetlerle ilgili bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ziyaretinin ardından şehirden ayrıldı.

CEVAP VER