Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Geleneksel Büyükelçiler İftarında yaptığı konuşmada, barış ve hakkaniyete bütün insanlığın, dünyanın ihtiyacı olduğunu belirtti.
Dünyanın nefret, ayrımcılık, terör, güç ve menfaat çatışmalarıyla çok yorulduğuna işaret eden Yıldırım, yıllardır yapılan yanlışlıkların devam ettiğini, insanlığın geleceğinin tehdit altında olduğunu söyledi.
Yıldırım, savunmasız insanların yaşanan iç savaşlar ve terör vesilesiyle hayatını kaybettiğini, nice medeniyetlerin mirasını taşıyan kadim şehirlerin bombalarla tahrip olduğunu, düşmanlıkların kışkırtıldığını, belki de asırlarca devam edecek ayrılıkların, çatışmalarım tohumunun ekildiğini aktardı.
“TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINDA FARKLI MUAMELE YAPILIYOR”
Teröre karşı bütün ülkelerin aynı cephede, aynı düşüncede olmasının bir türlü gerçekleşmediğine dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
“Çoğu kez terör örgütleri arasında farklı muamele yapılıyor. Bütün bu akıl almaz kötülükler basit hesapların bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Gelişmiş dünya, ne yazık ki bu vahşi tablonun yaşanmasına çoğu kez seyirci kalıyor. Hatta bazen sorumsuz yönetimler bu kabul edilemez yanlışların bizatihi sebebi oluyor. Bu gidişatın dünyayı iyi bir yere götürmeyeceği aşikardır. Bu gerçeği bütün ülkeler, yönetimler bir an önce görmeliyiz, buna göre hareket etmeliyiz. Terör, nefret, göç, açlık, yoksulluk gibi küresel sorunlara karşı ortak akıl geliştirme zamanıdır. Türkiye uzun süredir bu ortak aklın zemininin oluşması fikrini savunuyor, bunun için de başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Suriye’de, Irak’ta, bölgemizde yaşanan sorunların kalıcı bir çözüme ulaştırılması için büyük bir gayretle çalışıyoruz.”
Başbakan Yıldırım, bütün ülkelerle dost olma, dostlukları artırma, düşmanlıkları azaltma politikası çerçevesinde uygulamalar yaptıklarını, insanlığın barışı ve güvenliği için bundan başka çıkar yolun olmadığını dile getirdi.
Bölgede uzun yıllardır herkesin tanık olduğu büyük acılar ve zulümlerin yaşandığını vurgulayan Yıldırım, Suriye’de devam eden savaş nedeniyle şehirlerin yerle bir olduğunu, insanların hayatını kaybettiğini, milyonlarca masum insanın yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldığını anımsattı.
Yıldırım, Suriye’de son 7 yıldaki iç savaştan en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu ifade etti.
“ZULMÜN FOTOĞRAFI GAYET AÇIK VE NETTİR”
Bugün Gazze ve Filistin’de akıl almaz bir zulüm yapıldığına, artık bu zulmün bir devlet politikası olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
“En son Kudüs’te yaşanan vahşet manzaraları hepimizin, uygar dünyanın gözü önünde oldu. İsrail yönetiminin yıllardır devam eden insanlık dışı zulmü maalesef ramazanın hemen arifesinde bütün insanlığın gözü önünde cereyan etti. Savunmasız, silahsız insanların hunharca katledilmesi tam bir zulümdür, vahşettir. Şiddetle kınıyoruz. Amerikan yönetiminin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması kararı da büyük bir yanlıştır ve bu olayların tırmanmasında çok büyük payı olmuştur. Bu taşıma kararı hem Birleşmiş Milletler hem uluslararası hukuk hem de bölge barışı için büyük bir felaketin başlamasına sebep olmuştur. Bütün ülkelerin, yönetimlerin artık cesaretle kısa vadeli menfaat hesaplarını bir kenara bırakarak bu gidişata karşı güçlü bir ses çıkarma, tavır ortaya koyma zamanı gelmiştir. Zulmün fotoğrafı gayet açık ve nettir. Türkiye olarak bütün ülkeleri, zulme karşı barışın, adaletin, hukukun yanında yer almaya davet ediyoruz.”
Millet olarak saflarının zulme, zalimliğe karşı mazlum ve mağdur olanın yanında yer olmak olduğunu vurgulayan Yıldırım, Filistinlilere verdikleri güçlü desteğin önümüzdeki dönemde de aynı kararlılıkla süreceğini bildirdi.
Binali Yıldırım, günümüzde küresel çözüm gösteren insani krizlerin her gün arttığını, adeta bir kangren haline geldiğini, bunların birçoğunun Türkiye’nin bulunduğu Orta Doğu’da yaşandığını ifade etti.
“DARDA KALANLARIN YARDIMINA KOŞMAYI GÖREV BİLİYORUZ”
Türkiye’nin etrafında her zaman barış, huzur ve istikrar dolu günler, ülkeler görmek istediğini vurgulayan Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:
“Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sınırlarımızın ne içinde ne de dışında ülkemizin milli güvenliğini tehdit edecek, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak tek taraflı oldu bittilere asla rıza göstermeyeceğiz. Yaşanan olumsuzluklardan zarar gören bütün masum ve mazlum insanlara, darda kalanlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. Suriye halkının ve onların haklı mücadelesinin yanında kararlılıkla duracağız. Canlarını kurtarmak için ülkemize sığınan kardeşlerimizi misafir etmeye devam edeceğiz. Dünyanın neresinde olursa olsun darda kalanların yardımına koşmayı görev biliyoruz. Myanmar, Yemen ve Somali’de ihtiyaç sahiplerinin olduğu her yerde Türkiye olarak var olmaya devam edeceğiz.”
Başbakan Yıldırım, umudunu Türkiye’ye ve uygar dünyaya bağlayan insanları hayal kırıklığına uğratmayacaklarını bildirdi.
SEÇİM
Yıldırım, 24 Haziran’da yapılacak seçimlerde Türk milletinin gelecek 5 yılını şekillendirecek bir karar vereceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bu seçimde ilk defa sistem değişikliğini, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişin seçimini yapacağız. Bu seçim parlamento seçimlerini de beraberinde getiriyor. Bu seçimlerin en büyük özelliği millet iradesinin doğrudan sandıkta tecelli ettiği, hükümetin sandıkta kurulduğu, vesayetlerin, 15 Temmuz ve yargı darbeleri gibi vesayet unsurlarının bir daha yaşanmayacağı bir seçim olacaktır. Güçlü bir Meclis için bu seçimi, bizim için, demokrasimiz için, geleceğimiz için bir fırsata dönüştüreceğimize inanıyoruz. Bu seçimle birlikte oluşan yeni hükümetimiz, güçlü parlamentomuzla birlikte ülkemiz gelecek 5 yıl içinde istikrarını sürdürmeye, bölgesel ve küresel barışa katkı vermeye devam edecektir.”
Yıldırım, geleneksel iftar davetine icabet eden büyükelçilere ve iftar yemeğinin hazırlanmasına katkı sunanlara teşekkür etti.