UDEF 11. Uluslararası Öğrenci Buluşmaları programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemize gelen öğrenci kardeşlerimize, sadece okullarımızı değil gönül dünyamızı da açıyoruz. Hangi coğrafyadan gelirse gelsin, burada eğitim görüp ülkesine dönen veya bir başka yere giden tüm kardeşlerimizle, hayatın her alanında birlikte yol yürümek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu’nun (UDEF) bu yıl 11’incisini düzenlediği Uluslararası Öğrenci Buluşmalarına katıldı. Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştirilen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı ülkelerden gelerek Türkiye’de üniversite eğitimini sürdüren öğrencilere hitaben bir konuşma yaptı.

“DÜNYANIN HER ÜLKESİNDEN ÖĞRENCİYE SAHİBİZ”

Bünyesinde 62 derneği ve 25 temsilciliği barındıran UDEF’in, Türkiye’deki misafir öğrencilere yönelik hizmetlerini takdirle takip ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, UDEF çatısı altındaki dernekler aracılığıyla, eğitim süreleri boyunca kendilerine yardımcı olunan misafir öğrencilerin ülkelerine döndükten sonra da kendileriyle irtibatın sürdürülmesine katkı sağladığını söyledi.

Türkiye’ye eğitim görmeye gelen öğrencilere, sadece ülkenin okullarını değil, gönül dünyalarını da açtıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hangi coğrafyadan gelirse gelsin, burada eğitim görüp ülkesine dönen veya bir başka yere giden tüm kardeşlerimizle, hayatın her alanında birlikte yol yürümek istiyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin, tarihi boyunca, hiçbir topluma ve hiçbir bireye tahakküm etme anlayışıyla hareket etmediğini vurgulayarak, “Biz ülke ve millet olarak, sadece kendimize yol arkadaşları, kader arkadaşları arıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler gibi yol arkadaşlarına sahip olmaktan dolayı da bahtiyarız. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın” diye ekledi.

Türkiye’de Türkiye Bursları ile okuyan dünyanın hemen her ülkesinden 115 bin misafir öğrencinin bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sayıyı 350 bine çıkararak dünyada en çok misafir öğrenci barındıran ilk beş ülke arasına girmeyi hedeflediklerini söyledi.

“YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ DÜNYA ÇAPINDA 55 TÜRK KÜLTÜR MERKEZİNDE FAALİYET YÜRÜTÜYOR”

Türkiye Burslarının, verdikleri gayret ve destek sonucunda kendi alanında bir marka hâline geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce her yıl açılan 4 bin burs kontenjanı için 8 bin civarında başvuru olurken, şimdi 5 bin kontenjan için 120 bin başvuru yapıldığına işaret etti.

Türkiye Burslarına müracaat eden öğrencilerin sayısında değil, öğrencilerin başarı oranlarında da ciddi sıçramalar yaşandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın, öğrenci seçimine objektif ve adil kriterler getirdiğini, Maarif Vakfı’nın sadece Afrika’da 10 bin öğrenciye eğitim-öğretim verdiğini, Yunus Emre Enstitüsü’nün dünya çapında 55 Türk Kültür Merkezinde faaliyet yürüttüğünü hatırlattı.

Birbiriyle ilişkili olan bu faaliyetleri, yeni dönemde daha koordineli ve çok daha yakın iş birliği içinde, çıtayı yükselterek sürdüreceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kurumlarımızla, gerek ülkemizde, gerekse kendi ülkelerinde eğitimden kültüre tüm çalışmalar için kardeşlerimizin hizmetindeyiz” dedi.

“EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ BURADAKİ BİRLİKTELİĞİMİZDİR”

Konuşmasında, Çad’da birbirlerine husumet besleyen iki ayrı kabileye mensup olan ve eğitim için Türkiye’ye gelen iki gencin hikâyesini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelmeden önce, ülkelerindeki Fransızca öğretmenleri Türkiye’yi onlara öyle kötülüyor ki, dönüş biletlerini de ceplerine koyarak İstanbul’a ayak basıyorlar. Ülkemizde başlarına her türlü felaketin gelebileceği, hayati tehlikelerinin dahi bulunduğu telkinleri, rakip kabilelerden olmalarına rağmen, onları yakınlaştırıyor, aynı yurtta, aynı evde yaşamaya zorluyor. Aradan bir süre geçince, Fransızca öğretmenlerinin kendilerine anlattığı Türkiye ile hakiki Türkiye’nin uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını görüyorlar. Bunun üzerine, Çad’ı yıllarca sömüren gücün, kendilerine nasıl bir oyun oynadığının farkına varıyorlar. Sadece eğitimleri süresince birlikte olmakla kalmıyor, dönüşte kabileleri arasındaki husumeti de sona erdirecek adımlar atıyorlar.”

Afrika’yı yıllarca sömüren Fransız devletinin geçmişte Cezayir’de 5 milyon insanı, Libya’da, Ruanda’da, on binlerce insanı katlettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa’nın son dönemde Türkiye’ye karşı takındığı tavra işaret etti ve şunları ekledi: “Güçlendiğimizden rahatsız oluyorsanız, isteseniz de, istemesiniz de güçleneceğiz. Dürüst, samimi olduğunuz sürece, biz de size karşı dürüstüz. Ama dürüst olmazsanız, kusura bakmayın, gereği neyse onu yaparız” ifadelerini kullandı.

“Sömürdükleri ülkelerin sadece maddi zenginliklerini değil, tarihini, kültürünü, insan varlığını da kendi amacına göre dizayn edenlere karşı en büyük gücümüz, işte buradaki birlikteliğimizdir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kimseye karşı böyle kötü bir niyeti olmadığı için siyasi ilişkilerinde, ticaretinde kültürel yakınlık tesisinde hep aynı samimiyetle hareket ettiğini dile getirdi.

“AMACIMIZ, KENDİMİZLE BİRLİKTE KARDEŞLERİMİZİ DE SİYASİ VE EKONOMİK OLARAK YÜKSELTMEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika başta olmak üzere, mazlum coğrafyalara gittiklerinde, ‘gelin beraber kazanalım’ çağrısı yaptıklarının ve bunun ötesinde bir adıma asla tevessül etmediklerinin altını çizdi ve birlikte kazanmanın bereketine inanan bir ülke olarak, tüm ilişkileri bu doğrultuda kurmanın gayreti içinde olduklarını kaydetti.

Türkiye’de okuyan öğrencilerin eğitimlerini tamamlayıp vatanlarına döndüğünde ülkelerinde özel sektörde, kamu kurumlarında ve sivil toplum kuruluşlarında önemli görevler üstleneceklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafir öğrencilere hitaben şöyle konuştu: “Sizlerden ricam, hem ülkemizle hem de diğer tüm devletlerle ilişkilerinizi işte bu anlayışla tesis etmek için çalışmanızdır. Allah tüm insanları aynı yaratmıştır, farklılıklar daha sonradan ve insanlar eliyle ortaya çıkmıştır. Gelin bu farklılıkları birlikte en aza indirelim. Bizim çok kazanmak gibi bir derdimiz yok. Bizim amacımız, kendimizle birlikte kardeşlerimizi de siyasi ve ekonomik olarak yükseltmektir, birlikte çalışırsak bunu da başarabiliriz. En azında çocuklarımıza, bizden sonraki nesillere bunu borçluyuz. Kimseye kalmayacak bu dünyayı tüm insanlık için daha güzel, daha güvenli, daha adil, daha müreffeh âale getirmek için her platformda mücadele veriyoruz.”

“BİR GÜN MUTLAKA DÜNYA MAZLUMLARININ ADALET TALEBİNİN YERİNE GELDİĞİNİ GÖRECEĞİZ”

Tüm devletlerin, tüm toplumların hakkını ve hukukunu koruma yeri olan Birleşmiş Milletlerdeki temsil adaletsizliğini, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek dile getirenin kendisi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz insanlığın adaletini arıyoruz, bunu er veya geç inşallah yakalayacağız. İnşallah, belki hemen değil ama bir gün mutlaka dünya mazlumlarının adalet talebinin yerine geldiğini göreceğiz. Bize düşen, o güne kadar mücadeleyi kesintisiz sürdürmektir” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin geçen 16 yıldaki serencamının, bir ülkenin doğru politikalarla kısa sürede nasıl kalkınıp güçlenebileceğinin en çarpıcı örneği olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece eğitimde kat edilen mesafenin bile başlı başına bir başarı hikâyesi olduğunu ifade etti.

2000’li yılların başına kadar Türkiye’nin, dışarıdan gelen öğrenciye kapılarını açmak bir kenara, kendi evlatlarının üniversite talebini dahi karşılayamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 76 olan üniversite sayısının bugün son düzenlemeyle 207’ye çıktığını, eskiden 384 bin öğrenci kapasitesine sahip üniversitelerin kontenjan sayısının 1 milyona yaklaştığını aktardı.

Misafir öğrencilerin sorunların ve sıkıntılarını yakından takip ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında misafir öğrencilerle ilgili yapılan yeni düzenlemelere ilişkin açıklamalarda bulundu. İkamet belgelerini İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi’nde yenileyen misafir öğrencilerin bu işlemlerini okudukları üniversitelerde yaptırabileceklerini, eskiden üç ay bekleyerek genel sağlık sigortasından yararlanan misafir öğrencilerin artık beklemeden bu haktan yararlanabileceğini, eskiden kalma sigorta prim borcu olanlarının borç faizlerinin silindiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlen Türkiye’de çalışma izinleri olmayan mezun ve okuyan misafir öğrencilerin çalışma izni sorununu da ortadan kaldıracaklarını sözlerine ekledi.

“HER BİRİNİZİ ÜLKELERİNİZİN SEÇKİN BİRER TEMSİLCİSİ OLARAK GÖRÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “Aynı medeniyetin mensupları, aynı ideallerin sahipleri olarak kendi geleceğimizi kendimiz belirlemeliyiz” vurgusunda bulundu ve sözlerine şöyle devam etti: “Sizlerden ricam, kendi ana dilinize, ana öz kültürünüze, kendi gerçek tarihinize sahip çıkmanızdır. Aynı tavsiyeyi kendi evlatlarımıza da yapıyoruz. Maalesef tıpkı Batılı ülkelere gidenler gibi sayıları çok az da olsa Türkiye’ye gelen öğrencilerimiz arasında da ahlaki yozlaşmadan suç çetelerinin pençesine düşmeye kadar yolunu kaybedenler de çıkabiliyor. Bu gençler zaten eğitim hayatlarını bitiremedikleri gibi, geleceklerini de karartarak ülkemizden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Hâlen misafir ettiğimiz 115 bin öğrencimizden tek birinin böyle bir duruma düşmesine gönlüm rıza göstermez. Kendi evlatlarımızın geleceği konusunda ne hissediyorsak, onların üzerine ne kadar titriyorsak, sizler için de aynı duygular içerisindeyiz. Herkese ulaşmak, herkese kol-kanat germek elbette mümkün değil; ama sizler kendi aranızdaki dayanışmanızı güçlü tutarsanız, biz de elimizden gelen tüm desteği sağlayarak bu sıkıntıları en aza indirebiliriz.”

Türkiye’deki misafir öğrencilerin her birini, ülkelerinin ve toplumlarının seçkin ve saygıdeğer birer temsilcisi olarak gördüğünü ve Türkiye’yi ‘ikinci vatan’ olarak görmelerinden memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilişkilerin sıkı tutulması durumunda hem Türkiye hem kendi ülkeleri için olumlu sonuçların ortaya çıkacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan öğrencilere, “Unutmayın, yönetmezsek yönetiliriz. Artık önce kendi kendimizi, onunla birlikte bölgemiz ve nihai olarak da dünyayı, özgürlük, adalet, demokrasi, refah ve güvenlik temelinde yönetme zamanının geldiğini düşünüyorum. Gelin hem kendimizin, hem ülkelerimizin, hem de tüm dünyanın iyiliği için bu fırsatı değerlendirelim” çağrısında bulundu.

Öğrencilere eğitim-öğretim hayatlarında başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, öğrencilerden ülkelerine döndüklerinde ailelerine ve halklarına selam ve muhabbetlerini iletmeleri ricasında bulunarak tamamladı.

CEVAP VER