Ankara’da toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda her taraftan üzerimize gelenler var ya! İşte onların tüm derdi, sizlerin teslim olmak yerine direnmeniz ve zafere ulaşmış olmanızdır. Siz onların hesaplarını, planlarını, beklentilerini yerle yeksan ettiniz. Milletimizin vurduğu sille onları öyle bir sersemletti ki, Parlamentolarının önlerini alnımıza silah dayanmış pankartlarla gösteri yapan teröristlere teslim edecek kadar muvazeneyi kaybetmiş durumdalar” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da yapımı tamamlanan hizmet ve tesislerin toplu açılış törenine katıldı. Ankara Büyükşehir Belediye tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
“ANKARA TARİH BOYUNCA HEP KARARGÂH OLDU”
Karadeniz’i baba, ata yurdu, İstanbul’u doğup büyüdüğü ve siyasette millete hizmete yolunda piştiği yer, Ankara’yı ise 2002 yılından itibaren Türkiye’ye, Türk Milletine Cumhuriyet tarihinin en büyük hizmetlerini getirdikleri yer olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’nın tarih boyunca hep karargâh olduğunu ve bu vasfını Cumhuriyetin ilanıyla birlikte başkentlikle taçlandırdığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi: “Eğri oturup doğru konuşmak lazım, kardeşlerim, Ankara, şu anda Anayasa değişikliğine karşı ‘hayır’ kampanyası yapan, ama ‘evet’ denmesi için ne gerekiyorsa onu söyleyen birisi var ya, işte o zatın partisinin tek parti olarak bu ülkeyi yönettiği dönemde maalesef millete tepeden bakan, milleti hor gören bir anlayışın hâkimiyetine girmiştir. Milletin karargâhı olması gereken Ankara, bu faşist, baskıcı anlayışın istilasına uğramıştır.
Ankara’ya gelen Âşık Veysel’in, kılık ve kıyafetinden dolayı Ulus’a sokulmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün ‘hayır’ diyen zihniyet, işte Âşık Veysel’i de Ulus’a sokmayan zihniyettir. Hamdolsun, bugün Ankara’nın tüm kurumlarında, tüm mahallelerinde hani dün o caddelerine sokulmayan insanlar var ya, işte onlar ve onların çocukları, torunları yaşıyor, işte onlar ‘evet’ diyenler. Rahmetli Menderes’i sadece ve sadece milletin bu isyanına kulak verdiği, milletin taleplerini yerine getirdiği için darağacına çıkardılar, ona sessiz kalanlar, darağacına çekenlerin arkasında duranlar da ‘hayır’ diyenlerdi” diye konuştu.
“KAHVE KÖŞELERİNDE ‘HAYIR’ KAMPANYALARI YAPMAKLA MİLLETİ ALDATAMAYACAKSINIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1960 darbesinden sonra Türkiye, demokrasi ve kalkınma yolunda ileriye doğru her adım attığında birtakım ellerin devreye girip darbelerle, muhtıralarla, koalisyonların sebep olduğu siyasi ve ekonomik krizlerle ülkeyi hep geriye ittiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün açıklanan büyüme rakamlarına işaret ederek, Türkiye’nin 2016’de 2,9 büyüdüğünü, aynı dönemde Avrupa Birliği’nin ortalama büyüme rakamının ise yüzde 1,5, OECD ülkelerinin ortalama büyümesinin ise yüzde 1,7. olduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Bize tabii ki 2,9 yetersiz geliyor. Ancak, dünyadaki anlı şanlı ekonomi değerlendirme kuruluşları var ya, hani benim her zaman bunlara biraz fırça attığım, ‘bu açıklamalarınız siyasidir’ dediğim, ‘bunların açıklamalarına bakmayın’ dediğim kuruluşlar, şimdi yaklaşık onların değerlendirmelerinin bir puan üzerine çıktığını unutmayalım. Bu ne demektir? Ters köşe oldular gene; bu millet penaltıyı iyi atar. Şu meydana bak, şu meydanın bereketine bak. Hani bazen ‘Avrupa Avrupa duy sesimizi’ diyorsunuz ya, gör Ankara’yı gör, öyle kahve köşelerinde ‘hayır’ kampanyaları yapmakla benim bu milletimi aldatamayacaksınız. Avrupa’ya gelen siyasetçilerimizin önünü kesmekle 16 Nisan’ı döndüremeyeceksiniz. İnşallah 16 Nisan’da Avrupa’nın liderlerine, bir kısmı hariç, gereken dersi vermeye var mıyız?”
“ÜLKENİN FAYDASINA OLAN GELİŞMELERİN ŞARTI; İSTİKRAR VE GÜVEN”
Vatandaşları, 16 Nisan’da demokrasisi ve ekonomisiyle daha büyük, içeride ve dışarıda daha güçlü, 80 milyonun tamamıyla daha müreffeh, siyaseti ve ekonomisiyle istikrarlı bir Türkiye için ve geleceğe güvenle bakmak için ‘evet’ demeye çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Diyarbakır’da katıldığı toplu açılış törenine atıfta bulunarak, “Elhamdülillah Diyarbakır ‘evet’ diyor. Diyarbakır çok çekti ve şimdi özgürlüklerin, barışın, hürriyetin, dünkü bir araya gelişle yeni bir milat oluşturduğu bir yapıyla yollarda, meydanda baktım ki Diyarbakır da ‘evet’ diyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin faydasına olan gelişmelerin şartının istikrar ve güven olduğunu kaydederek, 1960’dan beri istikrar ve güven ortamını tehdit eden onlarca hadise yaşandığı hâlde gereken tedbirin alınmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özal’dan Demirel’e, Erbakan’dan Türkeş’e ve Yazıcıoğlu’na kadar geçmişteki liderlerin de başkanlık sistemini desteklediğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları ekledi: “Biz de iktidara geldiğimizden beri içimizde bir ukde olarak yer almasına rağmen, örneğin şahsım Belediye Başkanlığımdan itibaren hep bunu dillendirmişimdir; ama gereken mesafeyi kat edemedik, çünkü karşımıza sürekli çeşitli engeller çıkartıldı. Bir fırsatını bulup 2007 yılındaki Cumhurbaşkanı seçimi krizi sırasında bu sürecin ilk adımı attık. Bu adım Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesiydi. O zaman pek çokları bu kararın ne anlama geldiğini bilmiyordu; ama biz ne yaptığımız çok iyi biliyorduk. Doğru olan bu sisteme 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde geçmekti. Fakat 2013 yılı baharından itibaren kesintisiz bir şekilde öyle büyük saldırılara maruz kaldık ki, inanın bana bu meseleyi gündeme getirmeye dahi fırsat bulamadım.”
“İSTİKRARSIZLIK ÇIĞIRTKANLIĞI YAPTILAR”
Gezi olaylarının ve 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminin ardından gelen seçimlerde başkanlık konusunu yeniden ülke gündemine taşıdığını, yeni Anayasa ve onunla birlikte başkanlık sistemine olan ihtiyacı anlattığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cevabı milletimizin iradesini hiçe sayarak, milletimizi, ülkemizi yeniden koalisyon dönemlerinin karanlığına itmeye yönelik meydan okumalarla aldık. Ana muhalefetin bugün ‘sistem değişmezse bir şey olmaz, herkes işine devam eder’ dediğine bakmayın, her konuda olduğu gibi bu hususta da yalan söylüyor. Hatırlayın, 7 Haziran akşamı sonuçlar dahi resmen açıklanmadan ne dediler? ‘Sivil darbe önlendi’ dediler, hatırlıyorsunuz değil mi? ‘Cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyeti tartışmalı hâle gelmiştir’ dediler, hatırlıyorsunuz değil mi? ‘Siyaseten ve hukuken boşlukta bir kişi var’ dediler, hatırlıyorsunuz değil mi? Yani istikrarsızlık çığırtkanlığı yaptılar” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimleri sonrasında yaşanan belirsizlik sürecinde Kürt vatandaşların temsilcisi olduğunu iddia eden bir partinin çağrısıyla Diyarbakır’da 53 Kürt vatandaşın öldürüldüğünü, bölücü terör örgütünün oradaki vatandaşları tehdit ederek çukur eylemlerini başlattığına işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1 Kasım’da Cumhurbaşkanlığı yetkilerimi kullanarak, baktım ki buradan bir şey çıkmayacak, tekrar seçim dedik ve 1 Kasım’daki seçimle bunların heveslerini benim milletim kursaklarında bıraktı. 16 Nisan ise tüm bu kriz tüccarlarına verilecek tarihî bir cevap olacaktır” diye ekledi.
“ANKARA İSTİKLAL HARBİ’NDEN SONRA İKİNCİ DEFA GAZİLİKLE ŞEREFLENDİ”
Siyasi kaos hesapları da tutmayanların 15 Temmuz gecesi FETÖ’nün ordu içindeki militanlarını devreye sokup darbe girişimi başlattığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, girişimin öncelikle hedefinin, ülkenin ve milletin karargâhı olan Ankara’yı ele geçirmek olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kalbi olan; Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Gölbaşı Harekat Merkezinin, Ankara Emniyet Müdürlüğünün ve Özel Kuvvetlerin bombalandığını söyledi.
O gece milletin işini modern silahlarla bitireceklerini sananların, milletten tokadı yediğini ve bundan sonraki tokadın daha büyük olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara İstiklal Harbi’nden sonra ikinci defa gazilikle şereflendi. Ankaralılar şehit oldu, gazi oldu, ama asla teslim olmadı, Başkentini teslim etmedi, ülkesini teslim etmedi, Meclisini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, Genelkurmayını, emniyet teşkilatımızın binalarını, sokakları, caddeleri darbecileri teslim etmedi” dedi.
“TÜRK MİLLETİ BATI’NIN LİDERLERİNE EN BÜYÜK DERSİ VERECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda her taraftan üzerimize gelenler var ya! İşte onların tüm derdi, sizlerin teslim olmak yerine direnmeniz ve zafere ulaşmış olmanızdır. Ondan dolayı çıldırıyorlar, kuduruyorlar. Siz onların hep hesaplarını, tüm planlarını, tüm beklentilerini yerle yeksan ettiniz. Milletimizin vurduğu sille onları öyle bir sersemletti ki, parlamentonun önlerini anlımıza silah dayanmış pankartlarla gösteri yapan teröristlere teslim edecek kadar muvazeneyi kaybetmiş durumdalar. İşte İsviçre Parlamentosunun önünde büyük bir pankart, benim resmim ve benim şakağıma dayanmış bir silah. Ne diyor? ‘Erdoğan’ı öldürün.’ Be dangalaklar, Erdoğan sizin demenizle mi ölecek? Biz yola kefenimizi giyerek çıktık. Rabbimin takdiri neyse o olacak, ne bir an ileri, ne bir an geri, onu değiştiremezsiniz. Siz o sokaklarda sosyalist partinizi doluşturarak, PKK’lıları doluşturarak, sol terör örgütlerini doluşturarak, kendi polislerinizle onları koruma altına alarak Türkiye’nin şanından, izzetinden bir şeyleri söküp alacağınızı mı zannediyorsunuz? 16 Nisan geliyor, Türk milleti, 80 milyon inşallah bütün bu Batı’nın liderlerine en büyük dersi verecek.”
Avrupa Birliği ile ilgili söylediği kimi şeylerde haklılığının ortaya çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bak, gittiler İtalya’da Vatikan’da tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerin liderleri kuzu kuzu orada oturdular, Papa’yı dinlediler. Avrupa Birliği’ne Türkiye’yi 54 yıldır niye almıyorlar anladınız mı? Olay tamamıyla, açık ve net söylüyorum; Haçlı ittifakıdır. 16 Nisan aynı zamanda bu kararı değerlendirme günü olacaktır. Çünkü 14 senedir bunlarla masaya oturduk, konuştuk, hep yalan söylediler. Yalan üstüne yalan söylediler ve hâlâ söylemeye devam ediyorlar” değerlendirmesinde bulundu.