STK’lar adına ortak açıklamayı TESK Başkanı Bendevi Palandöken yaptı. Türkiye’nin zor bir seneyi geride bıraktığını belirten Palandöken, bu zor süreçte sergilenen birlik ve beraberliğin öneminden söz etti. “Söz sizde olacak. Adana’nın, Bölgenin, Türkiye’nin ekonomisini istişare edeceksiniz. Bütün beklenti ve taleplerinizi özgürce dile getireceksiniz” diyen Palandöken, üreten kesimin sorunlarını dinlemek için geldiklerinin altını çizdi.
Palandöken’in seslendirdiği ortak açıklama şöyle:
“Bizler; ülkemizin çalışan ve üreten kesimleri olan; esnafları, çiftçileri, işçileri, memurları, işverenleri ve girişimcilerini temsilen bugün buradayız.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde; Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Türkiye Kanadını oluşturan HAK-İŞ, MEMUR-SEN, TESK, TİSK, TOBB, TÜRK-İŞ, Türkiye KAMU-SEN, TZOB; Ve iş dünyası sivil toplum kuruluşları; ASKON, MÜSİAD, TİM, TÜGİAD, TÜGİK, TÜMSİAD ve TÜRKONFED olarak sizlerin karşısındayız.
Bildiğiniz gibi zor bir seneyi geride bıraktık. Sözde birbiriyle ilgisi olmayan PKK, DAEŞ, FETÖ gibi terör örgütleri aynı dönemde ülkemizi hedef aldı. FETÖ’nün hain darbe girişimi ülkemize pek çok sıkıntı yaşattı. Diğer taraftan etrafımızdaki coğrafya tam bir ateş çemberi haline geldi. Emin olun bu yaşananların yarısı başka ülkenin başına gelse, hiçbiri ayakta kalamazdı. Ama biz dimdik ayaktayız.
Allah’ın izni ile 7’si değil, 70’i bir arya gelse bizim birliğimizi bozamaz, bozamayacak. Bu süreçte küresel ekonomideki riskler de giderek artmaya başladı.”
-Küresel ekonomide yeni belirsizlikler
“Önce Brexit, sonra yeni ABD Başkanıyla birlikte küresel ekonomide yeni bir belirsizlik başladı.
Küresel dengelerin yeniden oluştuğu farklı bir döneme giriyoruz. Bu yeni döneme iyi hazırlanan, reform yapmakta öne geçen ülkeler geleceğin kazananı olacak. Yani hazırlığı iyi yapan ülkeler, toz duman dağıldığında hızla yoluna devam edecek. İşte bu yüzden dışarısı kötüleşirken, içeride safları sıkılaştırmalıyız. Gün el ele, omuz omuza verme günüdür. İşçi, işveren, üretici ve kamu görevlileri olarak, hep birlikte çalışma günüdür. Bu kritik dönemde, şehirlerimizi daha fazla öne çıkarmamız lazım. Yeni yapısal reformları hayata geçirmemiz ve küresel rekabette bizi öne çıkaracak adımları hızla atıyor olmamız lazım.”
-Siz konuşun biz dinleyelim
“Üreten Türkiye Konuşuyor” toplantılarının ikincisini Adana’da yapıyoruz. Çünkü Adana – Çukurova Bölgesi ile, Akdeniz’in tamamı ülkemizin zenginliği için çok önemli. Bu bölge Türkiye’de tarımın ve turizmin en güçlü olduğu bölge. Çukurova dünyanın en büyük, en verimli 3. ovası.
Turizmde tek başına Akdeniz bölgemiz, dünyadaki pek çok ülkeden daha fazla yatak kapasitesine sahip. Bu coğrafya aynı zamanda hızla sanayileşen bir bölge. Küresel enerji ve ulaşım koridorlarının da tam merkezinde. Özetle değerli dostlarım, bu bölge zenginlikte Türkiye’nin ikinci Marmara bölgesi olmaya aday. Allah’ın izni ile bunu hep birlikte yapacağız.Burada elimizde büyük fırsat var. Karşımızda müthiş bir anlayış var. Eskiden siyasetçilerimiz konuşurdu, biz dinlerdik. Şimdi tam tersi. İdarecilerimiz diyor ki, “siz konuşun biz dinleyelim.”; “Siz söyleyin, biz reformları yapalım. “İşte bugün tam olarak bunu yapacağız.
Bakanlarımız açılış konuşmalarını yapacaklar. Sonra biz kürsüden ineceğiz, söz sizde olacak. Adana’nın, Bölgenin, Türkiye’nin ekonomisini istişare edeceksiniz. Bütün beklenti ve taleplerinizi özgürce dile getireceksiniz. Toplantının sonunda bakanlarımız tekrar sizinle birlikte olacak. Toplantının sonuçlarını, sizin fikirlerinizi dinleyecekler. Bu sonuçları daha sonra detaylı olarak hükümetimize de ileceğiz.”
-Devlet millet buluşması
“Üreten Adana konuşacak, hükümetimiz dinleyecek. Böylece devlet ve millet buluşmasının en güzel örneğini sergileyeceğiz. Müzakereci demokrasiyi en iyi şekilde işleteceğiz.
Bu aslında dünyaya örnek olacak bir iş. Bu işe öncülük eden Gümrük Ticaret Bakanımız Sayın Bülent Tüfenkçi’ye ve büyük destek veren Adana’nın öz çocuğu Avrupa Birliği Bakanımız Sn. Ömer Çelik’e Çukurovalı hemşerilerim adına yürekten teşekkür ediyorum. Biz ortak akıl ve istişarenin gücüne inanıyoruz. Bu anlayışı muhafaza ettiğimiz sürece, Türkiye’nin geleceğine umutla bakıyoruz.
İstişare istikrarı getirir. İstikrar da güveni getirir. Önümüzdeki yeni dönemde de, güveni ve istikrarı muhafaza etmeliyiz. Bize düşen görev, Türkiye’yi geleceğe bakan, daha güçlü bir ülke haline getirmektir. İnanıyoruz ki, birlik ve beraberliğimizi muhafaza edersek, bu dönemden güçlenerek çıkacağız. İnşallah el birliğiyle ülkemizi dünyanın en büyük ekonomileri arasına sokacağız.”
-Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise konuşmasında “Baktığınız zaman tüm bu olumsuz tabloya rağmen Türkiye 2016’da yüzde 2,9 büyüme başarısını gösterdi. Eğer bu darbe girişimi olmasaydı, bu saldırılar olmasaydı Türkiye yüzde 4,5’in daha üzerinde bir büyümeyi gerçekleştirecekti.” İfadesini kullandı.
ciddi anlamda ekonomik teşvik paketlerini hayata geçirdiklerini dile getiren Tüfenkci, şöyle konuştu:
“Baktığınız zaman tüm bu olumsuz tabloya rağmen Türkiye 2016’da yüzde 2,9 büyüme başarısını gösterdi. Eğer bu darbe girişimi olmasaydı, bu saldırılar olmasaydı Türkiye yüzde 4,5’in daha üzerinde bir büyümeyi gerçekleştirecekti. Bu darbenin görünen faturası Türkiye’ye yüzde 1,5 kadar küçülme. Biz, sizler, tüm üreten kesim Türkiye’nin gelişmesi noktasında göstermiş olduğu irade, yurt dışı pazarlara açılma noktasında hükümetimizin almış olduğu teşvikler 2017 içinde de inşallah bu oranların çok daha üzerinde, yüzde 5’lerde bir büyümeyi ve daha üzeri bir büyümeyi bu Türkiye yakalamış olacak. Şimdi mart ayı ihracat rakamlarına baktığımız zaman da Türkiye’nin bu anlayışla bir önceki yıla göre daha iyi rakamları yakaladığımızı da göreceğiz.”
Sadece sanayiciye değil, küçük işletmelere ciddi teşvikler verdiklerini, orta ölçekli işletmelere kredi desteği sağladıklarını belirten Tüfenkci, özellikle çıkartılan sicil affı konusunda kendilerine sanayiciden uygulama konusunda bazı şikayetler geldiğini, bu konuda yine banka ve ilgili kesimlerin katımıyla yapılacak toplantıda affın tam olarak uygulanmasını isteyip takip edeceklerini aktardı.
-“Yeni bir piyasayı milletimize kazandırmış olacağız”
Şirket kuruluş ve tasfiye işlemlerini basitleştirdiklerini ve maliyeti düşürdüklerini, karekodlu çek uygulaması gibi çeke itibar kazandıracak çalışmalar yaptıklarını, çekle ilgili şikayetlerin azaldığını, küçük işletmelerin finansmana erişimi önündeki engelleri kaldırdıklarını anlatan Tüfenkci, tarım ürünlerinin değerlerini daha iyi kazanması için lisanslı depoculuk sistemini hayata geçirdiklerini, bu yönde üreticiye yaptığı masraflar hakkında destek verdiklerini söyledi.
Tüfenkci, ürün ihtisas borsasının kuruluşunu da tamamladıklarına işaret ederek, “Cumhurbaşkanımız da imzaladıktan sonra bu da yürürlüğe girmiş olacak. Yeni bir piyasayı milletimize kazandırmış olacağız.” şeklinde konuştu.
Hal kayıt sistemini getirerek fiyattan üretime kadar ürün hakkında yapılan işlemlerin açıklandığını dile getiren Tüfenkci, “Ancak biz bunları yeterli görmüyoruz. Özellikle üretici örgütlerinin piyasada daha fazla etkin olmasını sebze ve meyve ticaretinde yaşanan ürün zayiatlarının minimuma indirilmesi üretici tüketici arasındaki fiyat farkının azalmasına yönelik çalışmalarımız sürüyor.” dedi.
Tüfenkci, terörden zarar gören illerin kalkınması için çok önemli olan 23 ilde cazibe merkezinin kurulmasının, Adana, Gaziantep, İstanbul gibi bölgeleri de ham madde temini yönüyle olumlu etkileyeceğini aktardı.
-AB Bakanı Ömer Çelik
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ise, “Siyasi şartlar ne olursa olsun Türkiye’nin ekonomisini büyütmek, emeğinin kıymetini büyütmek, Türkiye’nin istihdam sağlayan üreten güçleriyle siyasi kadroların buluşmasını sağlamak, cumhuriyetin mayasındaki öngörünün ve vizyonun bize emrettiği bir şeydir.” dedi.
Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin de katıldığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığının iş birliğinde TÜYAP Fuar Alanında düzenlenen “Üreten Türkiye Konuşuyor” toplantısında, istihdam sağlayan aktörlerin Adana’da olmasından dolayı memnuniyet duyduğunu belirtti.
Adana’yı, ticaretin, sanayinin ve tarımın başkenti olarak nitelendiren Çelik, kentin Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olduğunu vurguladı.
Çelik, dünyadaki tüm parlamentoların bir kurtuluş savaşı sonunda kurulduğunu ancak bunun tek istisnasının TBMM olduğunu vurgulayarak, “TBMM, Kurtuluş Savaşı’ndan önce kurulmuş, Kurtuluş Savaşı’nı komuta etmiş, bizzat başkomutanlık yaparak ‘gazi’ unvanını almış bir meclistir.” diye konuştu.
Tarihte iki kere “hasta adam” muamelesi gördüklerine, bunlardan ilkinin 1800’lü yıllarda Osmanlı Devleti için yapıldığına dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
“O ‘hasta adam’ olma durumundan genç ve taze cumhuriyeti, yepyeni bir devleti hak edilmiş ve bedeli ödenmiş bir Kurtuluş Savaşı’nın neticesinde kurarak çıktık, zinde bir kuvvet olarak yeniden dünya sahnesinde yerimizi aldık. Maalesef 90’lı yıllarda ve 2000’li yılların başında da benzer bir söylem Türkiye için söz konusuydu. O zaman da Türkiye’ye ‘hasta adam’ etiketi ve yakıştırması, yaklaşık 100 yıllık bir aradan sonra tekrar yapıştırılmaya başlanmıştı. Yine o ‘hasta adam’ sürecinden, 2002’den beri Türkiye’de inşa ettiğimiz istikrar, ortaya koyduğumuz vizyon, demokrasinin güçlenmesi, vatandaş iradesinin hükümete ve devlet hayatına yansıması, buna bağlı olarak ekonominin büyümesi, Türkiye’nin dış dünyadaki sesinin güçlenmesi şeklindeki vizyonla çıktık. 2002’de kurduğumuz vizyon, o ‘hasta adam’ etiketinin kıskacından çıkmamızı da sağlamıştır.”