AK Parti Sivas İl Kongresi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sözde ileri demokrasinin beşiği ülkeler tarafından, en temel hak ve özgürlükler fütursuzca katlediliyor. Bizden de bu tabloya sessiz kalmamızı istiyorlar. Köşemize çekilmemizi, adaletsizliğe boyun eğmemizi, çocukların kanları üzerine inşa ettikleri zulüm düzenine rıza göstermemizi bekliyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Sivas 6. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Sivas Yeni Kapalı Spor Salonunda gerçekleştirilen kongrede Cumhurbaşkanı Erdoğan, partililere hitaben bir konuşma yaptı.
16 Nisan halk oylamasında Sivas’ın yüzde 71,3 oy oranı ile Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne “evet” dediğini hatırlatan ve Sivas’ın aynı tavrı 2019 seçimlerinde de göstereceğinden şüphesi olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, il kongresinin 2019 seçimleri için bir dönüm noktası olduğunu belirtti.
AK Parti olarak 2002 yılında başladıkları hizmet seferini devam ettireceklerini, Türkiye’yi 2023 hedeflerine taşıyacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hz. Peygamberin, “İki günü birine eşit olan ziyandadır” tavsiyesini rehber edinerek çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.
“BİRİLERİ İSLAM DÜNYASINI GÖZYAŞINA BOĞMAK İÇİN UĞRAŞIYOR”
Son yıllarda bölgede meydana gelen olaylarla milletin ve ümmetin ağır bir imtihandan geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir sorun çözülmeden yenisiyle, bir badire atlatılmadan daha büyüğü ile karşılaşıldığını dile getirdi. 7 yıldır süren ve bir milyon kişinin canına mal olan Suriye krizini hâl yoluna koymak için adım attıkları günlerde, Kudüs’te yeni bir provokasyonun ortaya çıktığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, barış, istikrar ve güvenlik için çalıştıkça, birileri de çatışma ve savaş için gayret gösteriyor. Biz akan kanı durdurmak için imkânlarımızı seferber ederken, birileri de İslam dünyasını gözyaşına boğmak için uğraşıyor” diye konuştu.
Bu amaçla etnik ve mezhebi farklılıkların kışkırtıldığına, terör örgütlerinin en modern silahlarla donatıldığına, sahte davalar üzerinden Türkiye’ye ekonomik ve siyasi saldırılar düzenlendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kirli planlarını gerçekleştirmek için; altında kendi imzaları olan Birleşmiş Milletler kararlarını dahi ayaklar altına almaktan çekinmiyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
“ZALİM ÖZ KARDEŞİMİZ DE OLSA KARŞISINA DİKİLMEKTEN ÇEKİNMEYİZ”
Son 7 yılda işlenmeyen vahşetin, paçavraya çevrilmeyen prensip, ilke ve değerin, kardeşi kardeşe düşürmek için yapılmadık provokasyonun kalmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizden bu tabloya sessiz kalmamızı istiyorlar. Köşemize çekilmemizi, adaletsizliğe boğun eğmemizi, çocukların kanları üzerine inşa ettikleri zulüm düzenine rıza göstermemizi bekliyorlar. Bizden değerlerimizi ayaklar altına alarak teslimiyet yolunu seçmemizi talep ediyorlar” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında şunları söyledi: “Müslüman, hele de bu Müslüman Türk ise cesur insandır, bu böyle biline. Biz, ‘kim var’ diye seslenilince sağına ve soluna bakmadan fert fert ‘ben varım’ diye haykırmayı hayatının merkezine yerleştirmiş insanlarız. Bizim için zalimin de, mazlumun da kim olduğunun önemi yoktur. Tavrımızı muhataplarımızın kimliğine, diline, dinine, gücüne göre değil, haklı mı, haksız mı olduğuna bakarak belirleriz, zalim öz kardeşimiz de olsa karşısına dikilmekten çekinmeyiz. Tarihimizde bunun sayısız örneği vardır. 1492 yılında, Yahudiler İspanya’dan göçe zorlandığında onlara kapılarını açan biz olduk, bizim ecdadımız oldu. Osmanlıya Yahudi göçleri bu tarihlerle sınırlı değildir. 19. yüzyılda Yahudiler Rusya’da yaşadıkları baskılar karşısında yine kurtuluşu Osmanlıya sığınmakta buldular. İkinci Dünya Savaşında zulümden kaçanlara kucağını açan yine biz olduk.”
“ANADOLU, ASIRLARCA ZULÜM GÖREN HERKES İÇİN BİR SIĞINAK OLDU”
Anadolu’nun asırlarca zulüm gören herkes için bir eman yurdu, bir güven kapısı ve yegâne bir sığınak olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu milletin geçmişinde ey İsrail, asla holokost yoktur, soykırım yoktur, bunu böyle biliniz. Bu milletin tarihinde etnik temizlik yoktur, katliam, zulüm, işkence yoktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu devletin mazisine sömürgecilik yoktur, işgal ve talan yoktur. Çok şükür çiğ süt içmedik ki karnımız ağrısın. Allah hamdolsun alnınız ak, başımız dik; böyle yürüdük, böyle yürüyoruz. Biz bugün haksızlık karşısında tepkimizi en net şekilde ortaya koyabiliyorsak, bunu şanlı tarihimizden aldığımız kuvvetle yapıyoruz. Zalimler karşısında sesimizi yükseltirken, gücümüzü ecdadımızın bize bıraktığı o tertemiz sicilden alıyoruz. Ecdat nasıl geride hâlâ hayırla yâd edilen bir miras bırakmışsa, bizim de evlatlarımıza her daim iftihar edecekleri bir miras bırakmamız gerekiyor. Şüphesiz bunun yolu da bu tür zor zamanlarda sağlam bir duruş sergilemekten geçiyor. Türkiye, hakikatin hatırını çıkar hesaplarına kurban etmeyecek kadar güçlü bir ülkedir. Bu millet, tavrını birilerinin cüssesine göre belirlemeyecek kadar cesur bir millettir.”
“KUDÜS KONUSUNDA TÜM İMKÂNLARIMIZI SONUNA KADAR KULLANACAĞIZ”
Mert ile namerdin, korkakla cesurun ayrıldığı olduğu bugünlerde mazlumların yanında olmaya devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu anlayışla ilk kıblemiz, gözbebeğimiz Kudüs konusunda tüm imkânlarımızı sonuna kadar kullanacağız” dedi. ABD’nin, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararını açıklayacağını ilan ettiği günden itibaren yoğun bir telefon diplomasisi yürüttüğünü, Papa dâhil birçok devlet ve hükûmet başkanıyla görüşmeler yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinde; konunun sadece Müslümanları ilgilendirmediğini, Hıristiyanların haklarının da gasp edildiğini ifade ettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’nın bu adımının tamamıyla evangelist bir yaklaşım olduğunu da çok açık ve net ortaya koymak durumundayım. Amerika’nın bu adımının ne uluslararası hukukla, ne de diplomasiyle, ne de insanlıkla bağdaşmadığını tüm muhataplarımıza dile getirdik” şeklinde konuştu.
“BÜYÜK ÜLKE LİDERLERİ ÇATIŞMAYI DEĞİL, BARIŞMAYI SAĞLAR”
İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak, Arap Ligi Dönem Başkanı Ürdün Kralı II. Abdullah’la birlikte çarşamba günü İstanbul’da İslam ülkelerinin liderlerini, hükûmet başkanlarını ve yetkililerini olağanüstü bir zirvede bir araya getireceklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şu açıklamaları yaptı: “Burada belirleyeceğimiz yol haritasıyla bu kararın hayata geçirilmesinin hiç de öyle kolay olmayacağını göstereceğiz. Kaldı ki, Trump’ın açıklaması bizim için zaten bir yok hükmündedir, bunun bir kıymeti harbiyesi yoktur. Orayı başkent olarak ilan etmenizin, büyükelçilik binanızı oraya taşımanızın bizim nezdimizde bir kıymeti harbiyesi yoktur, yok hükmündedir. Biz beklerdik ki, büyük ülkelerin liderleri çatışmayı değil, barışmayı, barıştırmayı sağlasınlar. İşte şecaat arz ederken sirkatin ortaya koydular, olay bu kadar basittir.”
Yarın akşam Türkiye’ye resmî ziyarette bulunacak olan Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’le de hem bu meseleyi, hem de Suriye konususnu etraflıca değerlendireceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gayretlerinin, Filistinliler başta olmak üzere tüm İslam alemi için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Konuşmasında, Filistin topraklarının 1947 yılından bugüne İsrail tarafından nasıl işgal edildiğini, ekranda harita üzerinden gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’in mazlum ve mağdur; İsrail’in tam bir işgal devleti olduğunu vurguladı ve İsrail’in, Birleşmiş Milletler’in kendileri ile ilgili hiçbir kararını tanımadığını hatırlattı. Yine ekrandan, İsrail polisinin kararı protesto eden Filistinli sivillere ve çocuklara uyguladığı şiddet görüntülerini de paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail terör devletidir” sözüne, kimi İsrailli yetkililerin ‘böyle demeseydiniz’ şeklinde sitemde bulunduğunu aktardı ve ekledi: “Ne diyecektik ya, ne diyecektik, ne yapacağız? Elimizle müdahale edeceğiz, olmuyorsa dilimizle müdahale edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“KUDÜS, İSTANBUL’UN KARDEŞİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Buradan bir kez daha herkese şu çağrıyı yapmak istiyorum: Kudüs Müslümanların harim-i ismetidir, Kudüs İstanbul’un kardeşi, Konya’nın, Sivas’ın, Diyarbakır’ın dostudur, kardeşidir. Kudüs bizim gözümüz nurudur. Kudüs’ü çocuk katili bir ülkenin insafına terk etmeyeceğiz. Kudüs’ü işgal ve yağmadan başka hiçbir değeri olmayan bir devletin vicdanına da bırakmayacağız, hukuk ve demokrasi içerisinde mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Peygamber Efendimiz ne buyuruyor: ‘Men sabera zafera’; kim ki sabreder zafer onundur. Biz de sabırla çalışacak, mücadele edecek, Allah’ın izniyle zafere ulaşacağız.”
Konuşmasının son bölümünde yazar ve şair Nuri Pakdil’in Kudüs’le ilgili bir şiirinden dizeler aktaran ve gençlere Nuri Pakdil’i okumayı tavsiye eden Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, “Rabbim yar ve yardımcımız olsun, Mevlam yolumuzu, bahtımızı açık etsin” duasıyla tamamladı.