Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kastamonu’daki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Anayasa değişikliği ile milletimizin layık olduğu, geleceği için lazım olan yönetim sistemine kavuşturmak istiyoruz. 16 Nisan’da sandıkta vurulacak her ‘evet’ mührü, 2023 Türkiye’sine giden yola döşenmiş bir taş olacak. 16 Nisan’da sandıkta vurulacak her ‘evet’ mührü, 2053 ve 2071 vizyonlarının şekillenmesi için atılmış birer çizgi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kastamonu’da yapımı tamamlanan hizmet ve tesislerin toplu açılış törenine katıldı. Kuzeykent miting alanında, Kastamonulu vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
“KASTAMONU İSTİKLAL MÜCADELESİNDE BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kastamonu’nun kadim bir Osmanlı şehri olduğuna işaret ederek, Türk milletinin başı dara düştüğünde Kastamonu’nun yüreği, bileği ve kanıyla mücadeleye koşan Anadolu’nun vefalı şehri olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarına bakıldığında Kastamonuluların en önde savaştıklarını ve bu şehrin en çok şehit, yaralı veren illerin başında geldiğini hatırlatarak düşman işgaline hiç uğramamış olmasına rağmen Kastamonu’nun istiklal ve istikbal mücadelesinde büyük bedeller ödediğini ifade etti.
“TÜRKİYE TARİHÎ BİR YOL AYRIMINDA”
Bugün Müslümanların yaşadığı pek çok yerde felaketler yaşanırken, gözlerin Türkiye üzerinde olduğunu ve umutların Türk milletine bağlandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bunun için ülkemizi hedef alıyorlar. Onun için Türkiye’yi kıskanıyorlar. Dün yenilmez sandıkları donanmalarıyla, ordularıyla topraklarımızı işgale gelmişlerdi. Bugün de terör örgütleriyle iş birliği yaparak, ekonomiyi, diplomasiyi silah gibi kullanarak aynı heveslerini ortaya döküyorlar. Mabetlerimize namahrem eli değmesin, topraklarımızı namahrem ayağı basmasın diye canından vaz geçen Kastamonu, bugün de aynı tavrı, aynı dirayeti ortaya koymaya hazır mı? İşte bunun için diyoruz ki, 16 Nisan yeni bir çıkıştır, yeni bir diriliştir, buna hazır mıyız? İşte bunun için, 16 Nisan, 15 Temmuz’daki direnişin neticeye ulaştırılmasının adıdır. Onun âdeta intikamıdır, buna hazır mıyız?” diye konuştu.
Vatandaşlardan, büyük, güçlü, müreffeh ve istikrarlı bir Türkiye için 16 Nisan’da ‘evet’ demelerini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gün Türkiye’nin yeni ve aydınlık bir geleceğe hep birlikte kavuşturulacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarihî bir yol ayrımında olduğunu, halk oylamasında, Türkiye’nin yeni yönetim sistemiyle ilgili tercihin ortaya koyarak ya mevcut sistemle devam edeceğini ya da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçeceğini kaydetti.
“BUNLARIN GÖZLERİ, KULAKLARI VE KALPLERİ HAKİKATE KAPALI”
1960’lı yıllarda, darbe yapılıp merhum Adnan Menderes’in ve iki arkadaşının idamını alkışlayanların bugün ‘hayır’ dediğini ve bu idamların var olan sistemin ürünü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet liderinin ‘El âlem uzaya çıkıyor, bizimkiler ülkeyi tek adama bırakıyor’ sözüne atıfta bulunarak “Yahu el âlem uzaya çıkarken siz Türkiye’de darbe peşindeydiniz. Ülkenin sanayileşmesinin, gelişmesinin, büyümesinin önünü siz kapattınız. El âlem demokrasisini, ekonomisini büyütürken, siz destekçisi olduğunuz muhtıralarınızla, müsebbibi olduğunuz krizlerinizle ülkeye ve millete bedel ödettiniz. El âlem uzaya çıkarken, sizler benim kızlarımın kılık kıyafetiyle uğraşıyordunuz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Bunların gözleri, kulakları ve kalpleri hakikate kapalıdır. Bunlar bir yalan makinesine binmişler gidiyorlar. Akşam yalanla yatıyorlar, sabah yine yalanla kalkıyorlar. Tabii deri kalın olunca yalanın büyüklüğü de sorun olmuyor” sözlerine yer verdi.
“SİSTEM, KENDİ LİDERİNİ ÜRETECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemle birlikte Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın birleşerek çift başlılığın ortadan kalkacağını ve bu sorulduğunda ilkokula yeni başlamış torununun dahi bileceğini dile getirdi ve şunları söyledi: “Bu Anayasa değişikliği ile ne yapılıyor? Cumhurbaşkanlığıyla Başbakanlık birleştiriliyor. Meselenin özü işte bu kadar basit… Ama yok, bırakın bizim söylediklerimizi, kendi söylediğini dahi dinlemiyor. Ya anlamıyor ya da anladığı hâlde taammüden yalan söylemeye devam ediyor. Bizde güzel bir söz var, ‘zihin fukara olunca, akıl ukala olurmuş.’ İnsan muvazeneyi kaybedince, dilinin freni boşalırmış. Açıkçası CHP seçmeninin böyle bir eziyete maruz kalması beni çok üzüyor. Böyle bir partinin sırtı yerden kalkar mı? Adam yedi seçim kaybetmiş yerinden kımıldamıyor. Niye kımıldasın ki? Mevcut sistem, değil yedi, on yedi seçim de kaybetse yerinde kalmasına imkân sağlıyor. 16 Nisan’dan sonra işte bu mümkün olmayacak. Çünkü beş yılda bir yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini, hadi bir defa kaybettin, en fazla ikinci defa şansın olur. Yine kaybedersen, geçmiş olsun, kimseyi orada tutmazlar. Sistem, kendi liderlerini kendisi üretecek bir dinamizme sahip. Onun için bu kadar bağırıyor. Biliyor ki, 17 Nisan’dan sonra bu zihniyetin, bu bedavacılığın devri kapanıyor.”
16 Nisan’da oylanacak Cumhurbaşkanlığı Hükûmeti Sistemiyle birlikte Türkiye’de koalisyonların ortadan kalkacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatırlarsanız, geçmişte hükûmet kurmak için otellerde milletvekili pazarı kuran parti liderleri vardı. Hükûmetleri yıkmak için vaatle, şantajla milletvekili istifa ettiren siyaset baronları vardı. Meclis’te beşinci parti olduğu hâlde Başbakanlık koltuğuna oturabilen genel başkanlar vardı. Yeni sistemle birlikte Türkiye, artık bu rezillikleri geride bırakıyor. Çünkü hükûmet Meclis’te değil, doğrudan sandıkta kurulacak. Milletin yarısından bir fazlasının oyuyla Cumhurbaşkanı seçilen kişi, kendi kabinesini oluşturacağı için, 1950’den bu yana 48 hükûmetin kuruluşuna şahitlik eden Meclis’te bu utanç manzaraları bir daha yaşanmayacak” dedi.
“YENİ SİSTEMDE CUMHURBAŞKANI BUGÜNKÜ GİBİ SORUMSUZ DEĞİL”
2001’de dönemin Cumhurbaşkanı ile Başbakanı arasında anayasa kitapçığı fırlatma hadisesinin yaşandığını ve bunun sonucunda Türkiye’nin, tarihinin en büyük ekonomik ve siyasi krizlerinden biriyle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sonuçta ne oldu? Devrin Başbakanı bu krizin bedelini, siyaseten silinerek, yok olarak ödedi. Peki, Cumhurbaşkanına ne oldu? Hiçbir şey olmadı. O yola devam etti. Çünkü mevcut sisteme göre Cumhurbaşkanı sorumsuzdur, süresi dolmadan yerinden kıpırdatmanız mümkün değildir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan şu değerlendirmelerde bulundu: “Eğer, 2001 krizinin ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi de yenilenmiş olsaydı, aynı kişinin yeniden seçilme imkânı var mıydı? Bana sorarsanız yoktu. Bunun için yeni sistemde şunu getiriyoruz. Meclisle Cumhurbaşkanı veya Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında sorun mu çıktı? Ülkeyi krize sürüklemeye kimsenin hakkı olmadığı için, hangisi talep ederse etsin, her ikisi birlikte seçime gidiyor. Yani, Meclis Cumhurbaşkanının görevini sonlandırıp kendisi devam edemiyor, Cumhurbaşkanı da Meclis’i seçime götürüp kendisi görevini sürdüremiyor. Düğümü çözmek, kilidi açmak için nereye gidilecek? Milletin hakemliğine gidilecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemde Cumhurbaşkanının bugünkü sistemde olduğu gibi sorumsuz olmadığına, Meclis’e pek çok denetim imkânı verildiğine, Meclis’te yeterli çoğunluğun sağlanması hâlinde Cumhurbaşkanı’na Yüce Divan yolunun açıldığına dikkat çekti. Cumhurbaşkanlığının çıkaracağı kararnameler için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada Cumhurbaşkanının tek adamlığı nerede, sorumsuzluğu nerede, istediği gibi hareket edebileceği nerede?” diye ekledi.
“BİR ÜLKEDE ANAYASA VARSA ORADA TEK ADAM OLMAZ”
Muhalefetin ‘tek adam’ söylemini eleştirerek, “Bir ülkede Anayasa varsa orada tek adam olmaz. Bir ülkede demokrasi, hukuk varsa, orada tek adam olmaz. Bir ülkede meclis varsa, orada tek adam olmaz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En önemlisi, bir ülkede millî iradeye saygı, milletin kararlarının üstünlüğü varsa, yani sandık varsa, orada tek adam olmaz. Türkiye’de hamdolsun bunların hepsi var mı? Var, yeni sistemle bunları daha da güçlendiriyoruz. Türkiye’de tek olan şeyler yok mu? Elbette var. Söyleyeyim mi? Tek millet var, tek bayrak var, tek vatan var, tek devlet var, bunların tekliği konusunda en küçük bir tavizimiz, en küçük bir müsamahamız yok. Olay bu kadar basit… Onun dışında bu ülkede kimsenin teklik iddiası olamaz” şeklinde konuştu.
“BİZ GENÇLERİMİZE GÜVENİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Din, diyanet nedir, edep nedir, erkân nedir bilmeyenler bu meseleyi işte peygamberlere kadar götürdüler. Kim? İşte yine bu muhalefet partisinin bir mensubu, eskiden oranın başındaydı -alın bunların birini vurun öbürüne- ve kalktı Peygamberimize laf uzattı, ertesi gün evirdi çevirdi, gene bir yere onu oturtamadı. Yazıklar olsun yazıklar olsun. Fakat biz onların seviyesine inmeyeceğiz. Bizim muhatabımız milletimizdir, biz milletimize güveniyoruz, çünkü biz milletimizle varız, biz milletimize hizmet için varız. 15 yıldır biz ne dedik meydanlarda? ‘Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik.’ Yine aynı şekilde hizmet etmeye devam edeceğiz. Biz Rabbim ömür verdiği müddetçe bu milletin hizmetkârı olmaya talibiz. Millet tahammülü olmayanlar, gençlere tahammülü olmayanlar, hatta Meclise tahammülü olmayanlar bunları anlayamazlar.”
Anayasa değişikliğiyle seçilme yaşının 18’e indirilecek olmasını eleştiren muhalefete cevaben, 18 yaşında evlenme imkânı ve yasal sorumluluk verilen bir kişiye seçilme hakkının da verilmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer sen 18 yaşındaki gence bu kapıları açmazsan, bu evladına güvenmemenin adıdır. 18 ila 24 yaşındaki gencine eğer inanmıyorsan, bu gencine güvenmemenin adıdır. Ben gencime güveniyorum, inanıyorum. Bizim bu gençlerimiz Çanakkale’de bütün o haçlı ittifakının karşısına dikilmiş gençlerdir. Biz bu gençlerimize güveniyoruz” sözlerine yer verdi.
“MECLİSİN TEMSİL TABANININ GENİŞLEMESİNE TAHAMMÜL EDEMİYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekili sayısının 600’e çıkarılmasına karşı çıkan ana muhalefet partisinin, Meclisin temsil tabanının genişlemesine tahammül edemediğini dile getirerek geçmişte senato ve Millet Meclisi varken bu sayının 619 olduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Niye bunları konuşmuyorsun, gel bunları konuş. Konuşamaz. Bir taraftan İnönü’yü savunur, hâlbuki İnönü kontenjandan geldi orada senatör oldu, bunları konuşsana. Kendi geçmişinin ne olduğunu bilmeyenlerin gelecek hakkında konuşmaya cüreti olmaz, hakkı olmaz. Onu istemem, bunu istemem. Peki, siz ne istiyorsunuz? Tabii biz onların ne istediğini biliyoruz, 1940’lı yıllardaki tek parti CHP’sinin Türkiye’sini istiyorlar. Hani seçimlerin CHP’nin gösterdiği tek bir listeyi oylamak için açık oy-gizli tasnifle laf olsun diye yapıldığı günler var ya, işte onu istiyorlar. Hani milletin kılığından kıyafetinden dolayı Ankara caddelerine sokulmadığını bilir misiniz? Âşık Veysel bile o kendine öz kıyafetiyle Ankara’ya sokulmamıştır. Nerelerden nerelere geldik. Tek tipçi, dayatmacı o günler var ya, işte o günlere geri gitmek istiyorlar. Hani CHP il başkanlarının hem il başkanı, hem de vali koltuğunda oturuyor. Böyle koltuğu kimse bırakır mı; CHP bu. CHP’de demokratlık filan arama. Bunlar devletin tüm imkânlarıyla milletin değil kendilerinin emrinde olduğu dönemler var ya, işte o dönemin hayaliyle yanıp tutuşuyorlar. Uyanın beyler, uyanın; sizin için tatlı bir rüya olan o günler milletin kâbusuydu, hepsi de geride kaldı. Artık söz de, karar da milletindir, yetki de millete aittir. 16 Nisan, işte bu karanlık dönemin son kırıntılarının ortadan kalkacağı gündür.”
“16 NİSAN TÜRKİYE İÇİN BAŞLANGICIN ADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha kepengi açılacak çok dükkânlarımız var, daha başı okşanacak çok yetimlerimiz var, daha dökülecek çok terimiz var, gerekirse vatan için, istiklal için, istikbal için dökülecek çok kanımız var, velhasıl daha yapacak çok işimiz var, milletimize edecek çok hizmetimiz var” cümleleriyle konuşmasını sürdürdü. 16 Nisan’ın Türkiye için yeni bir başlangıcın ve yeni bir dirilişin adı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anayasa değişikliği ile milletimizi layık olduğu, geleceği için lazım olan yönetim sistemine kavuşturmak istiyoruz. 16 Nisan’da sandıkta vurulacak her ‘evet’ mührü 2023 Türkiye’sine giden yola döşenmiş bir taş olacak. 16 Nisan’da sandıkta vurulacak her ‘evet’ mührü 2053 ve 2071 vizyonlarının şekillenmesi için atılmış birer çizgi olacaktır” diye konuştu.
“14 YILDA KASTAMONU’YA 9,5 MİLYAR LİRALIK KAMU YATIRIMI YAPILDI”
Geçen 14 yılda Kastamonu’ya 9,5 milyar liralık kamu yatırımı yapıldığını ve bugünkü törenle resmî açılışları yapılan bu hizmet ve tesislerin toplam yatırım bedelinin 672 milyon lira olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yatırımlar arasında; 400 yataklı Kastamonu Devlet Hastanesi ile 100 yataklı Devrekani Devlet Hastanesinin, Kastamonu Doğu Çevre Yolu ile İnebolu-Kastamonu Yolunun, Sunta Köprülü Kavşağı’nın, 182 TOKİ konutunun, üniversiteye bina, laboratuvar, spor tesisi, kütüphane, yurt, sosyal tesis yatırımlarının, 143 milyon liralık belediye yatırımlarının ve özel sektöre ait tekstil alanında bir fabrikanın bulunduğunu açıkladı.
Devrekani ve Taşköprü ilçelerinin yıl sonuna kadar doğal gaza kavuşacakları müjdesini de sözlerine ekleyerek bu yatırımların hayırlı olmasını dileyen ve bunların Kastamonu’ya kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, 16 Nisan halk oylamasının, Türkiye’nin aydınlık yarınları için bir vesile alması temennisi ile tamamladı.
Konuşmasının ardından tamamlan hizmet ve tesislerin toplu açılış kurdelesini kesen Cumhurbaşkanı Erdoğan, törenden sonra Kastamonu Belediyesini ziyaret ederek şehirde yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi aldı.