Anadolu Yayıncılar Derneği üyeleri ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin değerlerine karşı savaş açan, kültürümüzü, tarihimizi, medeniyetimizi yıkmayı kendine misyon edinen basın organları, basın mensupları gördük. Aynı tıynette oldukları siyasetçilerle birlikte, Türkiye’nin varlığının ve birliğinin teminatı olan tüm sembollere saldıran medya gruplarının faaliyetlerine ne yazık ki şahit olduk” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu Yayıncılar Derneği’nin üyelerini kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen kabulde, Anadolu’da yayın yapan yerel, bölgesel radyo, televizyon, gazete ve dergi temsilcileri ile Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da hazır bulundu.
Kabulde yaptığı konuşmasına, dernek üyeleriyle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti ve kendilerine başarı dileklerini ifade ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dernek çatısı altında bulunan 320 yerel medya kuruluşunun, 2010 yılından beri, Türkiye’nin her kritik döneminde milletin ve onun temsilcilerinin yanında yer almalarını çok önemli gördüğünü söyledi.
“15 TEMMUZ’DA, DARBECİLERİN GERÇEK YÜZÜNÜ DEŞİFRE ETTİNİZ”
15 Temmuz gecesi, pek çok yerde yerel medyanın ortak bir platform oluşturarak, darbecilere karşı yayın yapmalarını asla unutmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Marmaris’te ilk verdiğim, ancak teknik aksaklıklar sebebiyle ulusal medyada yer alamayan konuşmamı, sınırlı imkânlarınıza rağmen sizler milletimize ulaştırdınız. O gece darbecilerin gerçek yüzlerinin deşifre edilerek, milletimizin istiklaline ve istikbaline sahip çıkmasında Anadolu medyasının çok önemli hizmetlerinin geçtiğini biliyorum. Demokrasi nöbetleri bitene kadar devam eden bu omurgalı tavrınız için de her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” dedi.
Anadolu basınının tavrını; Kurtuluş Savaşından, tek parti dönemine karşı verdiği demokrasi mücadelesinden, darbe dönemlerinde konuşma cesaretini göstermesinden bildiklerini ve takdirle yâd ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel basının gücünün demokrasinin gücünü gösterdiğini, bu yüzden de gücünün reyting ve tirajla ölçmenin doğru olmadığını ifade etti.
“ANADOLU BASINI DAİMA HAKİKATİN VE HAKKIN YANINDA YER ALACAKTIR”
Uydu kiralarından müzik telifi ücretlerine kadar, Anadolu basınının imkânlarını zorlayan hususlarda bu durumun göz önünde bulundurulması ve kamu ilanlarının dağıtımında Anadolu basınını koruyacak yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulusal ve uluslararası medyaya personel yetiştiren ve bu niteliği ile bir okul olarak görev yapan yerel basının varlığını sürdürmesinin, kendini geliştirmesinin, yeni kadroların yetişmesinin ancak bu şekilde sağlanabileceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanın olduğu her yerde farklı düşüncelerin, hataların, çatışmaların olabileceğine, önemli olanın ise niyetlerin halis olması gerektiğine dikkat çekti ve “İnsafı, vicdanı, ahlakı elden bırakmayan her yorum, her görüş, her değerlendirme bizim için kıymetlidir. Buna karşılık yalanı, iftirayı, çamur atmayı marifet sanan kimseye de saygı göstermemiz mümkün değildir. Anadolu basınının, içinden çıktığı milletin değerlerine uygun şekilde, daima hakikatin ve hakkın yanında yer aldığına, yer alacağına inanıyorum” diye konuştu.
“KİMİN İKTİDARA GELECEĞİNİ MANŞETLERİYLE BELİRLEYENLERİN DÜZENİNİ BOZDUK”
Dünyada medyanın, yaygın olarak, demokrasinin nüvesini oluşturan yürütme, yasama, yargının ardından dördüncü güç olarak zikredildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Ülkemizde geçmişte, kendini bu sıralamanın ilk sırasına çıkartan, zımnen milleti ve millî iradeyi temsil eden kurumları tanımadığını söyleyen medya patronları gördük. Milletimizin değerlerine karşı savaş açan, kültürümüzü, tarihimizi, medeniyetimizi yıkmayı kendine misyon edinen basın organları, basın mensupları gördük. Aynı tıynette oldukları siyasetçilerle birlikte, Türkiye’nin varlığının ve birliğinin teminatı olan tüm sembollere saldıran medya gruplarının faaliyetlerine ne yazık ki şahit olduk. Elbette farklı politikalar izleyen yayın kuruluşları vardı. Ama maalesef, medyadaki hâkim yapı, bu kesimlerin kontrolündeydi. ‘Tüzüklerle çarpışarak büyüdük’ diyen şairden ilham alarak, biz de manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Geçmişte kimin iktidara geleceğini, kimin iktidardan düşeceğini manşetleriyle belirlemeye alışmış olanların düzenlerini bozarak yolumuzda yürüdük. Kendi halkına ‘cahil’ diyen, ‘koyun sürüsü’ diyen, ‘bidon kafalı’ diyen, ‘göbeğini kaşıyan adam’ diyenlere eyvallah etmediğimiz için her türlü saldırıya, hakarete maruz kaldık. Onun için de ‘muhtar bile olamaz’ diye, ‘amiral gemisi’ diye geçinenler sürmanşet attılar.”
Güçlerini manşetlerden değil, sandıktan ve milletten aldıkları için, bu çarpık zihniyete meydan okuduklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi ülkesini yurt dışındaki birtakım güçlere şikâyet eden, ihbar edenlerle mücadelemizi sonuna kadar sizlerle birlikte sürdüreceğiz. Medya mensubu görüntüsü altında terör örgütlerine militanlık, yabancı servislere ajanlık yapanlara taviz vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.