MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD’nin vize işlemlerini askıya almasıyla ilgili, “Bu hezeyanın, akıl tutulması anlamına gelen kararın iki ülke arasındaki uçurumu derinleştirmekten başka işlevi olmayacaktır. ABD’nin yanlıştan dönmesi, yangına körükle gitmekten kaçınması ümit ve temennimdir.” dedi.
ABD’nin, hiçbir zaman Barzani’ye “referandumu yapmayın” demediğini, zamanlamadaki sorunları paylaştığını belirten Bahçeli, “Beyaz Saray yönetimi ikircikli ve ikiyüzlü davranmıştır. Türkiye’nin bölgede inisiyatif almasından rahatsızdır. ABD binlerce kilometre uzaktan gelip operasyon yapacak, bu doğru olacak, Türkiye yanı başındaki musibet ve felaketlere milli çıkarları doğrultusunda tepki verip müdahale edince yanlış olacak. Böyle bir dünya nerede vardır? Böyle bir acizlik nasıl kabul edilecektir?” diye sordu.
“Bizim bu şekilde düşünenlere söyleyeceğimiz şudur: Ya haddinizi bilin ya da ‘Yankee’liğinizi gidin kendi topraklarınızda sergileyin.” ifadesini kullanan Bahçeli, Barzani’nin arkasından itekleyenlerin, onu şevklendirenlerin Trump’ın çevresindeki karanlık yüzler olduğunu vurguladı.
Bahçeli, ABD’nin sudan bahanelerle sanal kriz arayışına yeltendiğini, ABD Konsolosluğunda çalışan, çarpık ve kuşkulu ilişki ağları olan bir şahsın bir süre önce tutuklanmasından sonra Büyükelçiliğin skandal bir karara imza atarak Türkiye’deki tüm ABD diplomatik misyonlardaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
“ABD vize engeliyle neyi amaçlamaktadır? Hani dosttuk? Hani iki ülke hiç olmadığı kadar yakındı? Bu masalları Trump anlatmıyor muydu? Kısa zaman içinde değişen ne oldu? Kimin damarına basıldı? Kimlerin uykuları kaçtı, kimler kabus yaşamaya başladı?
İki devlet arasındaki inatçı gerilimlerin vatandaşlarına zarar olarak yansıması hatadır. ABD’nin, dostluk, müttefiklik, stratejik ortaklık vizesinin süresi sanıyorum dolmak üzeredir. Bu hezeyanın, akıl tutulması anlamına gelen kararın iki ülke arasındaki uçurumu derinleştirmekten başka işlevi olmayacaktır. ABD’nin yanlıştan dönmesi, yangına körükle gitmekten kaçınması ümit ve temennimdir.
Hiç unutulmasın, ABD’nin 241 yıllık bir mazisi vardır; Türk devletinin mazisi ise binlerce yıllıktır. Biz asırların mesafesini vizeyle aşmadık, zorlukları izin ve icazetle göğüslemedik. Hamdolsun, hangi geceyi gördük de sabahına ulaşmadık. ABD’nin vizeyle değil, insanlığın değerleriyle, küresel adalet ve vicdanın seviyesiyle, mazlumların dertleriyle ilgilenmesi ve bir müttefikini kaybetmemesi tavsiyemdir.”
“Zulümle abat olanın akıbetinin berbat olacağını ben değil, maneviyatımız söylüyor, tarih diyor, insanlık vicdanı ifade ediyor.” değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, ” Vize buhranını sağduyu, sorumlu devlet ve siyaset aklıyla sonlandırmak, insanlarımıza ve ABD vatandaşlarına engel çıkarmaktan vazgeçmek herkesin öncelikli görevi olmalıdır. Bir Kızılderili sözünde aynen şöyle denir: (Dur, dinle. Hep konuşursan hiçbir şey duyamazsın).” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Misakımilli Türk milletinin yeminidir, Türk milletinin varlığının aslında ucu açık sınır alanıdır. Bu yemin tutulmalıdır, bu yemin yaşatılmalıdır. Şimdi anlaşıldı mı niye 82 Kerkük? Şimdi belli oldu mu niye 83 Musul? Bugünden 84’ü söylemeyeyim çünkü 85’in heyecanı kalmayacaktır.” dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, MHP’ye hakkını teslim edenlerin ziyadesiyle çoğaldığını bildirdi.
“MHP bitti, MHP eridi, istifalar çözülmeye neden oluyor, MHP çöküyor, baraj altına doğru gidiyor.” denildiğini anımsatan Bahçeli, “Telaşa lüzum yoktur. Bunların alayı ağızlarının payını aldılar. Şoka girdiler, felce uğradılar. Bakışlarıyla sanki cenaze evine döndüler. Sessizliğe gömüldüler, sabırsızlıklarının, sinsiliklerinin kurbanı oldular. Boyun eğenler, işbirlikçiler bizi algılayamaz.” ifadesini kullandı.
Milletin gerçekleri gördüğünü, dava arkadaşlarının oynanan oyunları tüm aktörleriyle fark ettiğini belirten Bahçeli, “Barışmak, kucaklaşmak, büyük davaların ferdi olmak için fırsat arayan bütün vatandaşlarımı Türkiye ve Türk milleti değerleri etrafında birliğe, beraberliğe, ebedi buluşmaya davet ediyorum. Kim olursa olsun, nerede yaşarsa yaşasın, milli kimlik ve milli vatan altında yaşamayı arzu eden herkese kucağımızı açıyoruz.” diye konuştu.
Bahçeli, Türkiye’nin, Irak, Suriye ve mücavir bölgelerle bağını kesmesinin, ilişkileri sonlandırmasının “küçülmek, küçük düşmek” olacağını vurguladı.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Şimdi bize, Misakımilli’yi savunduk; Kerkük’ü, Musul’u konuştuk diye kara çalmak için çırpınanlar ne demeye çalışıyor? Kimlerin tetikçiliğine soyunuyorlar? Biliyorum komik kaçacak ama bunlar güya Atatürkçü. Biliyorum şaka gibi, fakat bunlar güya tam bağımsızlık savunucusu. Bunlar ki gavura dost, Türk’e düşmanlıkta eşikleri aşan, sınırları zorlayan çürük yumurtalardır.”
Türk askerini sırtından vuran alçaklarla yanak yanağa verip zehir imal edenlerin, kendilerine, Misakımilli hususunda ayar veremeyeceğini, hizaya getiremeyeceğini belirten Bahçeli, “Yerimizi biliriz, herkesin de bilmesini isteriz. Yurdumuzu biliriz, bilmeyen varsa bedel ödemek pahasına öğretiriz. Yönümüzü biliriz, yolsuz ve vatansızlara Osmanlı tokadını indiririz.” dedi.
Bahçeli, Misakımilli’nin Atatürk ve Türk milletinin hayat alanındaki tavizinin son sınırı olduğuna dikkati çekerek, şu görüşlere yer verdi:
“Mustafa Kemal, Misakımilli’yi doğrudan doğruya Türk milletinin anayasası olarak belirtmiştir ve Misakımilli’yi şöyle tarif etmiştir: ‘Vatanın dış düşman karşısındaki durumunu ve yerini tespit eden kutsal bir kuraldır.’ Hatta aziz Atatürk, daha da ileri gidip şöyle demektedir: ‘Misakımilli’mizde muayyen ve müspet bir hat yoktur. Kuvvet ve kudretimizle tespit edeceğimiz hat, hatt-ı hudut olacaktır.’
1921’de kabul edilen İstiklal Madalyası Kanunu’na göre, belirlenmiş madalyanın arka yüzünde Misakımilli haritası vardır. Ayrıca 1924 yılında, dönemin muhterem milletvekillerine yılbaşı hediyesi olarak Misakımilli haritası dağıtılmıştır. Bu haritada, ‘Batum, Halep, Rakka, Deyr-i Zor, İdlib, Süleymaniye, Musul ve Kerkük’ Türkiye toprağı olarak gösterilmiştir. Zoruna giden varsa, hoşuna gitmeyen bulunuyorsa bizim meselemiz değildir. Onlar doğruca müstevli kalıntılarının, haçlı hısımlarının dizinin dibinde soluklarını almalıdırlar, yakında da inşallah alacaklardır. Tarihin çağrısına kulak tıkayanlar, istikbalin aydınlığına gözünü kapatan yersiz yurtsuzlardır ve vatan düşmanlarıdır. Misakımilli Türk milletinin yeminidir, Türk milletinin varlığının aslında ucu açık sınır alanıdır. Bu yemin tutulmalıdır, bu yemin yaşatılmalıdır. Yemin nedir bilmeyen, yeminleri bozan, bozmaya kalkan ne bizdendir, ne de bu millete dost ve samimidir. Şimdi anlaşıldı mı niye 82 Kerkük? Şimdi belli oldu mu niye 83 Musul? Bugünden 84’ü söylemeyeyim çünkü 85’in heyecanı kalmayacaktır. Misakımilli’den vazgeçmek gelecekten vazgeçmektir. Misakımilli’den vazgeçmek istiklal haklarımızı pazarlık konusu yapmak demektir.”
Kendilerine ‘ne işiniz var Kerkük’te’ denildiğine değinen Bahçeli, ancak ABD’ye dönüp ‘ne arıyorsunuz Irak’ta, ne geziyorsunuz Suriye’de’ denilemediğini aktardı. Bahçeli, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunacaklarını, durumun tersine dönmesi halinde bu ülkelerin dağılması sonrası alt üst oluşa seyirci kalmayacaklarını ve dışarıdan bakmayacaklarını söyledi.
Devlet Bahçeli, 7 Ekim’de İdlib’e operasyon başladığını hatırlatarak, TSK’nın muharebe maksadıyla İdlib’e girmeyecekse de her ihtimal ve saldırıya hazırlıklı ve tedbirli olmasının “hayati önemde” olduğunu belirtti.
İdlib’in terörden arındırılmasının, güneyden Akdeniz’e açılmak isteyen bölücü terör cephesinin El Bab’da aldığı derin yarayı daha da derinleştireceğini ve önüne aşılması imkansız engeller dikeceğine işaret eden Bahçeli, “Aynı zamanda Suriye’nin kuzeyindeki El Kaide türevlerinin tasfiye ve temizliği açısından mühim bir rol oynayacaktır. Türkiye’nin güvenliği için İdlib asıl sahip ve sakinlerinin hakimiyetine girmelidir.” dedi.
Güney sınırları boyunca sahneye koyulan ihanet kampanyasının mutlaka kaynağında mahvedilmesini, kanser hücrelerinin ürediği alanlarda yok edilmesini isteyen Bahçeli, bu durumun Türkiye için bir varoluş meselesi olduğunu bildirdi.
Bahçeli, “İdlib’de geri duramayız, Afrin’deki fitne ve düşmanlıklara sessiz kalamayız. Bölgemizde servisi yapılan Bizans entrikalarına, konusu ölüm ve vahşet olan dehşet verici kapışmaya Türkiye milli gücüyle, birlik ruhuyla karşı durmalıdır. HTŞ, IŞİD, FETÖ, PYD-YPG, PKK ve benzeri katil ve cinayet örgütlerine Türk milletinin gazabı, Türk devletinin kudreti gösterilmelidir.” diye konuştu.
İdlib operasyonunun kolay olmayacağını, zaman alacağını, gelişmelerin seyrinin buna işaret ettiğini vurgulayan Devlet Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ama sabırlı, akıllı, stratejik davranmak; gerektiği yerde silahlı mücadeleden de kaçınmamak lazımdır. İdlib’de terör örgütlerinin direnişindeki dozaj, kaçabilecekleri alanlar, alabilecekleri destek ve takviyeler, Astana ruhuna bağlılık, ittifak içindeki ülkelerin ilişkileri, hepsinden önemlisi de bölge halkının bakışı operasyonun akışını etkileyecektir. Burada dikkat edilmesi gereken en temel sorumluluk sivillere zarar verilmemesidir.”
Bahçeli, özellikle yeni bir göç dalgasına, yeni bir sığınmacı yığılmasına karşı önlemleri Suriye sınırında alıp insani krizi burada karşılamanın da acil bir ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Ampute Futbol Milli Takımı’nın, Avrupa Şampiyonası final maçında, İngiltere’yi 2-1 yenerek Avrupa Şampiyonu olmasından gurur duyduğunu belirten Bahçeli, “Ter akıtan, emek veren tüm evlatlarımızı, teknik kadroyu yürekten kutluyor, hepsinin alınlarından öpüyorum. Hepsine helal olsun diyorum.” dedi.