Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde partisince Milli İrade Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.
Çankırı’nın her seçimde AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a büyük destek verdiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
“Şimdi, hanımefendiler, beyefendiler, AK Gençlik, ülkücüler, milliyetçi kardeşlerim, sizden bir söz almak istiyorum, Çankırı Türkiye rekoruna talip mi? Yüzde 95’e ne dersiniz, tamam mı? Yüzde 5 de onlara kalsın. Hepsine gerek yok. Değil mi? 16 Nisan’da yarenler tıka basa evet ile dolduracak.”
Miting yaptığı meydanı işaret eden Yıldırım, “15 Temmuz gecesi bu meydanı bir saat içinde 25 bin kişiyle doldurdunuz. Türkiye’ye sahip çıktınız, demokrasiye sahip çıktınız, milli iradeye sahip çıktınız, Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakana, hükümete sahip çıktınız. Türkiye’nin geleceğine sahip çıktınız ve bu güzel ülkeyi alçak FETÖ hainlerine teslim etmediniz, size yakışanı yaptınız. Allah sizden razı olsun.” ifadelerini kullandı.
“ÇANKIRI, BİZİM 15 TEMMUZ KARARGAHIMIZDIR”
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz gecesi 9 yiğit Çankırılının şehit olduğunu anımsatarak, şunları söyledi:
“Onların hepsi Çankırı’nın baş tacıdır, medarıiftiharıdır. 15 Temmuz’da, ülkemizin bağımsızlığı ve milletimizin birliği için şehit olan bütün kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Kahramanlığı ve yiğitliği için onlara teşekkür ediyorum. Çankırı, bizim 15 Temmuz karargahımızdır. Biliyorsunuz, o gece de siz bu meydandaydınız, ben de hemen yukarıda Ilgaz’daydım. Ilgaz’dan bu alçak darbe girişimini önlemek için gerekli talimatları, çalışmaları oradan yaptım. Dolayısıyla Çankırı’nın benim için özel bir anlamı var. Çankırı, ikinci kurtuluş savaşının verildiği yerdir. Türkiye’nin tapusunun sahibidir.”
FETÖ, PKK, PYD ve DEAŞ terör örgütlerine karşı vatandaşlardan aldıkları güçle amansız bir mücadele yürüttüklerini vurgulayan Binali Yıldırım, “‘FETÖ’nün inine gireceğiz’ dedik, girdik. Şimdi kaçacak yer arıyorlar. Nereye kaçarsa kaçsınlar hiç fark etmez, eninde sonunda adaletin önüne çıkacak, gerekli hesabı verecekler, şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını verecekler. Bölücü terör örgütü PKK’nın da mağaralarını, inlerini başlarına geçirdik. Kazdıkları o çukurdan çıkamadılar.” değerlendirmesinde bulundu.
Terörle mücadele kararlılığının tam olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Terör neredeyse ister yurt dışında ister yurt içinde, oralara gideceğiz, inlerini başlarına geçireceğiz. Suriye’de Fırat Kalkanı ile başarılı bir operasyon yapıp DEAŞ terör örgütünü nasıl yok ettiysek, diğerlerini de aynı şekilde halledeceğiz.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, birilerinin teröristlerle iş tutabileceğini dile getirerek, “Ama Türkiye Cumhuriyeti terörle asla iş tutmayacak kadar büyük bir devlettir. Terörle mücadelemizin ülke güvenliği olduğu kadar, bölge güvenliği ve dünya barışı için önemi büyüktür.” ifadesini kullandı.
Bazı ülkelerin, “Avrupa değerleri, özgürlük, insan hakları” söylemlerinde bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, “Ama onların gerçek yüzünü şu bir haftada gördük, Almanya’sı, Hollanda’sı, İsviçre’si. Mesele Türkiye olunca nasıl birden bire diktatörleştiklerini, nasıl yasakçı bir uygulamaya geçtiklerini hep beraber gördük değil mi? Oralarda ‘hayır’ demek serbest, ‘evet’ demek yasak. Bunların fikir özgürlüğünden, hürriyetlerden, insan haklarından anladığı bu kadar.” değerlendirmesini yaptı.
Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” sözlerini hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi:
“Ey Hollanda, ey Almanya. Özgürlükçü görünüp yasak uygulamak size yakışıyor mu? Türkiye’ye düşman olanları, teröristleri koruyup kollayacaksınız, cirit atacaklar, bakanlarımız geldiğinde de yolunu keseceksiniz, konuşturmayacaksınız. Orada yapılanları görüp bakanlarımıza destek olmaya gelen soydaşlarımızın, gurbetçilerimizin üzerine de atlarınızla itlerinizle yürüyeceksiniz. Bu zorbalık, bu yasakçı zihniyet Avrupa için kara bir lekedir. Hiç merak etmeyin, Türkiye büyük bir devlet. Artık Avrupa bile siyasetini Türkiye’ye göre yapıyor. Bakın sonuçlara, Türkiye, Hollanda seçimlerine de ayar verdi, bir müddet daha ırkçılığı Avrupa’da frenledi. Ama aklınızı başınıza alın, bu düşmanca politikalar, İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı, İslam korkusu sizi doğru bir sonuca götürmez.”
“BU YAPILANLARI BİR KENARA YAZDIK”
Bölgesel barış ve küresel kardeşlik için din, mezhep ve görüş farklılıklarının bir tarafa bırakılmasının önemine değinen Başbakan Yıldırım, “Çünkü biz aynı yaratanın kullarıyız, yaratandan ötürü birbirimizi seveceğiz. Şunu Avrupa’nın bazı ülkeleri hiç unutmasın; bu yapılanları bir kenara yazdık, gerektiği zaman gerekli karşılıkları da verildi, verilmeye devam edecek.” dedi.
Alandakilere “Bu baskıcı tutuma en güzel cevabı vermeye hazır mısınız?” diye soran Yıldırım, “evet” yanıtı üzerine, “Eminim ki, Avrupa’da yaşayan 5 milyon kardeşimiz de bunları takip ediyor, onları sakin olmaya, kışkırtmalara aldırış etmemeye davet ediyorum.” diye konuştu.
Gurbetçilere de seslenen Başbakan Yıldırım, “Vereceğiniz cevap seçiminiz olsun. 16 Nisan’da vereceğiniz cevap, Avrupa için en iyi ibret olsun” ifadelerini kullandı.
Alandakilerin, “Ak gençlik seninle gurur duyuyor” sloganları üzerine Yıldırım, “Ey Hollanda, Rotterdam oradaysa Çankırı burada, yarenler diyarı burada.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım’ın “16 Nisan’da büyük Türkiye’nin önünü açmaya hazır mıyız, yeni bir dirilişe, yükselişe var mıyız” sorusuna alandakiler “evet” karşılığını verdi.
Anayasa değişikliğinin ve cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bazı çevrelerce istenmediğini, bu kişilerin her zaman değişimden korktuklarını belirten Yıldırım, değişimin “gelişme, kalkınma, daha fazla büyüme, daha fazla fabrika, gençlere daha fazla iş” demek olduğunu ifade etti.
Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin şahısların değil memleketin meselesi olduğunu vurgulayarak, “Sen-ben meselesi değil. Diyorlar ki ‘Bu sistem Recep Tayyip Erdoğan için. Buradan söylüyorum, bu sistem değişikliği Erdoğan için değil her doğan içindir.” diye konuştu.
Değişikliğin neler getireceği hakkında bilgi veren Yıldırım, bu konuda yalan-yanlış bilgi kirliliğinin mevcut olduğunu bildirdi.
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Kemal Kılıçdaroğlu, sazı almış eline, aklına geleni söylüyor ama söylediklerinin hiçbiri işe yaramaz. Ancak bir tane doğru şey söyledi. Bugüne kadar tek bir şeyi doğru söyledi, onun için de teşekkür ediyorum. Bir radyo programında ‘Bu sistemi niye istemiyorsunuz?’ diye soruyorlar. Kılıçdaroğlu diyor ki, ‘Bu sistem değişirse yeni sisteme göre cumhurbaşkanı bir partiden seçilir, başbakan da başta partiden olursa, bunlar anlaşamazlarsa ne olacak?’ Uyan da balığa gidelim, uyan. Zaten, bunun için bu değişiklik yapılıyor.
Yardımcısı da diyor ki ‘Siz, Kılıçdaroğlu anayasa değişikliğini okumadı, diyorsunuz. O, tersinden bile okur.’ diyor. Doğru, tersinden okumuş. O da doğru.”
Başbakan Yıldırım, kendilerinin anlatmaya çalışıp da anlatamadıklarının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından en iyi şekilde anlatıldığı değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun bir eksiğinin kaldığını belirten Yıldırım, “Bu şartlar altında artık ‘hayır’ kampanyasını bırakıp, bizim kampanyaya dahil olsun. Ona da yer var.” diye konuştu.
“VATANDAŞLARIMIZIN YARISINDAN BİR FAZLASININ ‘EVET’ DEMESİ LAZIM”
“CHP ve MHP’ye gönül veren, AK Parti, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi ve diğerleri, aslında vatandaşlarımızın tamamı Türkiye’nin daha fazla büyümesinden, kişi başı milli gelirin on sene sonra 30 bin dolarlara çıkmasından bir rahatsızlığı yok.” diyen Yıldırım, Türkiye’nin parmakla gösterilen ülkeler arasına girmesinden rahatsızlık duyulmadığını belirtti.
Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yüzde 30 oy alan, 25 oy alan Hükümet kurmak için aylarca diğer partilere yalvaracak, yakaracak, dil dökecek, vaatlerde bulunacak, zor bela hükümet kuracak, ondan 2 ay sonra da birbirlerine girecekler. Bu ülke, bunu hak etmiyor. Bu sistemde, yüzde 50’nin altında oy alırsa hükümet kurulmuyor. Mutlaka sandığa giden vatandaşlarımızın yarısından bir fazlasının ‘evet’ demesi lazım, seçmesi lazım.
İki tane sandık gelecek önünüze, birisi cumhurbaşkanı diğeri milletvekili seçimi. Aynı anda olacak, farklı farlı biri yazın biri kışın yok. Bir sefer sandığa gideceksiniz, kararınızı vereceksiniz. Zırt-pırt seçim yok. Seçim bitecek, geçim devam edecek. Karar verilip sandıklar açıldığında ve cumhurbaşkanını seçtiniz. O andan itibaren hükümet başladı. Beş yıl boyunca işler yapılacak. Eğer böyle olmazsa Ilgaz Tüneli nasıl yapılır, yapılabilir mi? Yüz senedir yapıldı mı? Allah’tan sizin iktidarınız AK Parti geldi de yaptı, bitirdi.”
Daha fazlasının yapılacağını dile getiren Yıldırım, Türkiye’nin çok daha fazla hizmete ihtiyacı olduğunu vurguladı.
“GENÇLERE GÜVENMEYEN, ÜLKENİN GELECEĞİNE GÜVENMEZ”
Değişiklik kapsamında yer alan seçilme yaşının 18’e düşürülmesine ilişkin eleştirilere yanıt veren Yıldırım, “Bir de bunlar tutturmuş, 18-25 yaşa karşı çıkıyorlar. Türkiye’nin nüfusunun yarısına yakını 30 yaşın altında; 25 yaşın altındaki nüfus yine toplam nüfusun yüzde 40’ı. Niye karşı çıkıyorsun?” diye sordu.
Yıldırım, şunları kaydetti:
“Buna karşılık diyor ki ’18-19-20-21-22-23-24-25 yaşlarında belediye başkanı, meclis üyesi, muhtar, milletvekili olunur mu?’ Gençlerin, siyaset yapma hakkı yok mu? Sadece gençler, bayrak mı asacak, tezahürat mı yapacak? Gençler siyaset de yapacak, ülkenin problemlerini de takip edecek. Onun için gençlere güvenmeyen, ülkenin geleceğine güvenmez. Bunlar, gençlere güvenmiyor. Biz de diyoruz ki ‘Gençler, geleceğimizdir, Türkiye’nin geleceğidir. Onun için siz her şeye layıksınız. O yüzden 18-19-20-21-25 yaşını bitirinceye kadar 9 milyon insanımıza siyasetin kapısını açıyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun. Ama buna karşı çıkanların da hesabını 16 Nisan’da vereceğiz değil mi?”
Anayasa değişikliği ile 550 milletvekilinin 600’e çıkarılmasına yönelik anamuhalefet partisinden gelen eleştirilere yanıt veren Yıldırım, “Diyorlar ki ‘550 milletvekilini niye 600’e çıkarıyorsunuz, fuzuli masraf oluyor.’ Sen bunu söyleyeceğine kardeşim, bir tane milletvekilin bir senede 2 trilyon telefon, mektup parası ödemiş. Eğer o ödenmeseydi, 10 milletvekilinin 4 senelik maaşı…Bırak, geç bunları. Millet yemez bunu. Onun için dürüst olmak lazım.” diye konuştu.
Türkiye’deki milletvekili sayısı ile başka ülkelerdeki sayı kıyaslandığında, Türkiye’deki sayının daha az olduğunun görüldüğünü bildiren Yıldırım, şöyle devam etti:
“100 binden fazla seçmene bir milletvekili düşüyor. Avrupa ülkelerinde 36 bin, 40 bin. Onun için milletin vekillerinin fazla olması, milletin dertlerinin Ankara’da daha fazla takip edilmesinden niye rahatsız oluyorsunuz? Bunların tabii milletle işi gücü olmadığı için vekil fazla olmuş, eksik olmuş, bir şey yok. Yan gel yat. CHP’nin mirasını, Atatürk’ün partisinin mirasını har vurup harman savur, tüket. Var mı böyle yağma.
Bu sistemde çalışacaklar. Onlar da ter dökecek, daha çok çalışacaklar, milletin, sizin gözünüze girmeye çalışacaklar. Başka türlü bunların hayatta kalma şansları yok. Onun için karşı çıkıyorlar. Bunların sanatı konuşmak. Herkesin bir kabiliyeti var. AK Parti, biz çalışa çalışa milletin önüne gidiyoruz, bunlar da konuşa konuşa gidiyor. Onlar konuşur, AK Parti yapar. İşte bu kadar. ”
“Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyarak” bugünlere geldiklerine işaret eden Yıldırım, Türkiye’ye dünyanın en büyük eserlerini kazandırdıklarını söyledi.
Yıldırım, “Yeni sistemde istikrar var, güven var, güçlü Meclis var, güçlü yönetim var. İkide bir seçim yok, 5 senede bir seçim var. Eğer çok iyi çalıştıysan bir dönem daha seçiliyor. Üçüncüyü istiyorum desen yok kardeşim, yeter, yeni biri gelsin.” ifadelerini kullandı.
“DÜNYANIN NERESİNDE İKİ TANE CUMHURBAŞKANI GÖRDÜNÜZ?”
Başbakan Yıldırım, “tek adamlık” eleştirilerini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siz dünyanın neresinde iki tane cumhurbaşkanı gördünüz, iki tane Meclis Başkanı, iki tane muhtar… Şimdi Buğday Pazarı’nın bir muhtarı var değil mi? CHP diyor ki ‘Yetmez, buraya bir muhtar daha seçelim.’ Aksu Mahallesi’nin muhtarı da tek, ‘Bu da yetmez, bir muhtar daha olsun.’ ‘Cumhuriyet Mahallesi’ne iki tane yetmez, 4 tane seçelim.’ diyor. Fatih Mahallesi, olur mu canım bir muhtar, 5 tane olsun, sanki İstanbul’u fethetmeye gidecek. Olmadı Karataş Esentepe, 14 mahalleye 28 muhtar… Efendim 374 köye ne diyor? Çarpı iki. Böyle şey olur mu ya? Bunlar pusulayı yitirmiş vaziyetteler. Belli ki bunlar HDP ile biraz çok sıkı fıkılar ya, eş başkanlığa kafayı takmışlar. Hadi sizin için uygun olabilir ama bu millet bunları istemiyor. Millet diyor ki ‘Cumhurbaşkanı tek olacak, patron da millet olacak, 80 milyon arkasında olacak.’ Patronun millet olduğu yerde tek adam olur ama milletin emrinde olur. Padişahlıkla, diktatörlükle bunu karıştırmayın.”
Yeni düzenleme ile Meclisin ilk defa yargıya üye seçeceğine, buna da karşı çıkıldığına dikkati çeken Yıldırım, “Diyorlar ki ‘Yargı bürokrasisi kendi arasında seçsin.’ Kardeşim, milletin seçtiği mi doğru yoksa memurların kendi aralarında seçtikleri mi? Bunlarda milli irade, milli egemenlik duygusu da gelişmemiş. Meclise güven yok, vekillerine güven yok, millete güven yok, bürokrasi ile işi yürütmeye çalışacaklar.” değerlendirmesinde bulundu.
Binali Yıldırım, bu sistemde yargının bağımsız ve tarafsız olacağını dile getirdi. Yeni sistemde cumhurbaşkanının Meclisi feshedebileceğinin öne sürüldüğünü hatırlatan Yıldırım, “Yok böyle bir şey. Yıldızlı, kuyruklu yalan.” dedi.
Kendisinin yeni anayasa sistemini anlatmaya çalıştığını ancak Çankırı’nın bu işi bitirdiğini gördüğünü söyleyen Yıldırım, “Bundan sonrası fuzuli.” diye konuştu.
“ÇANKIRI’YI İHMAL EDENLERDEN, UNUTANLARDAN OLMADIK “
Yıldırım, Çankırı’ya yapılan hizmetlere ilişkin de bilgi verdi.
Japonların Çankırı’da kurduğu fabrikanın 2 bin 500 kişiye iş temin ettiğini ifade eden Yıldırım, Çankırı’nın, Türkiye’nin üreten, ticaretini geliştiren bir merkezi haline geldiğinin altını çizdi.
5 milyar liralık yatırımda bulundukları Çankırı’nın 77 milyon dolar ihracat yaptığını dile getiren Yıldırım, Çankırı’ya 234 derslik, 3 bin 300 konut ve 6 hastane yapıldığını aktardı.
Yıldırım, “Biliyorum Çankırı’da hastane yetersiz kalmış. Çankırı’ya yakışır güzel bir hastaneyi de inşallah yapacağız.” dedi.
Başbakan Yıldırım, 13 spor tesisi yaptıklarını, 2007’de ise 14 bin öğrencisi olan Çankırı Karatekin Üniversitesini kurduklarını belirtti.
“Çankırı’yı ihmal edenlerden, unutanlardan olmadık.” diyen Yıldırım, 2002’de Çankırı’da sadece 18 kilometre yol olduğunu, 15 yılda bunun üzerine 218 kilometre yol yaptıklarını vurguladı. Yıldırım, açtıkları 15 Temmuz İstiklal Tüneli ile Çankırı’nın Kastamonu’ya, Ankara’ya komşu olduğunu anlattı.
Korgun, Demirçevre, Karatekin Barajları başta olmak üzere Çankırı’ya beş baraj daha yapıldığını bildiren Yıldırım, Çerkez, Kurşunlu gençlik merkezleri ile olimpik yüzme havuzunun inşaatının devam ettiğini söyledi.
Başbakan Yıldırım, “16 Nisan, Türkiye ve milletimiz için bir milat olacak. 16 Nisan büyük Türkiye’nin, ak günlerin adresi olacak. Çankırı, 16 Nisan’da gür sesle ‘evet’ diyecek. Çankırı kazanacak, Türkiye kazanacak. 16 Nisan’dan sonra krizlerin sona erdiği, sürekli huzurun, kardeşliğin, istikrarın olduğu bir Türkiye dönemi başlayacak.” diye konuştu.
NOTLAR
Konuşması sırasında meydandaki bir grup, bozkurt işareti yaparak Yıldırım’a destek verdi. Mitingin yapıldığı Milli İrade Meydanı’na, “Sistem buysa, kral millet” yazılı pankart asıldı.
Başbakan Yıldırım’a Çankırı programında, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler ve bazı yetkililer de eşlik etti.