İstanbul’da Cuma namazı sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya’daki terör saldırısına ilişkin “Bu saldırıyı kınıyoruz ve biliyorsunuz bizim DEAŞ ile ilgili tavrımız belli. DEAŞ’ı şiddetle kınamanın ötesinde lanetliyoruz ve onlara karşı çok ciddi bir mücadele veriyoruz, içeride ve dışarıda. Batı maalesef DEAŞ’a karşı Türkiye’nin attığı adımları aynı kararlılıkla atmıyor. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte onlar da daha kararlı adımlar atar ve dayanışma içerisinde bu mücadeleyi birlikte sürdürürüz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazını İstanbul’da Yıldız Hamidiye Camii’nde kıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ile AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de eşlik etti.
“FIRAT KALKANI HAREKÂTI’NDA 3 BİNİ AŞKIN DEAŞ’LIYI ETKİSİZ HÂLE GETİRDİK”
Cami çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya’nın Barcelona kentinde yaşanan terör saldırısıyla ilgili bir soruya şu cevabı verdi: “Bunu kınıyoruz ve biliyorsunuz bizim DEAŞ ile ilgili tavrımız belli. DEAŞ’ı şiddetle kınamanın ötesinde lanetliyoruz ve onlara karşı çok ciddi bir mücadele veriyoruz, içeride ve dışarıda. Bildiğiniz gibi biz sadece Fırat Kalkanı Harekâtı’nda 3 bini aşkın DEAŞ’lıyı o bölgede etkisiz hâle getirdik, ülkemizde aynı şekilde… Fakat tabii Batı maalesef DEAŞ’a karşı Türkiye’nin attığı adımları aynı kararlılıkla atmıyor. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte onlar da daha kararlı adımlar atar ve bir dayanışma içerisinde bu mücadeleyi birlikte sürdürürüz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın dünyaya gelen bebeği ile yeniden dede olduğunun hatırlatılması ve bebeğin adının sorulması üzerine, “Canan Aybüke. Kızım koydu adını, eşiyle beraber. Tabii çok tatlı, hoş. Altıncı torunum. Allah’ıma dua ediyorum, yarabbi bunların sayısı daha da inşallah çoğalsın. Çünkü milletçe sayımızın yükselmesi lazım” diye konuştu.
Gazetecilere, “Darısı sizin de başınıza, hem evlat olarak hem torun olarak. Bilmiyorum, adımları attınız mı? Çok ağırdan alıyorsunuz gibi geliyor bana. Bunları biraz hızlandırın” tavsiyesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin hamile olduğunu söylemesi üzerine de “Aferin, bak hamile varmış. Çok da güneş altında durma” dedi.
“FETÖCÜLERİN NASIL SÜKLÜM PÜKLÜM MAHKEMELERE ÇIKTIĞINI GÖRÜYORSUNUZ”
Bir gazetecinin, “FETÖ’nün suikast timi yakalandı Balıkesir’de. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir?” sorusuna karşılık da Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gerek emniyet teşkilatımız gerekse yargı yakın takip içerisinde, bütün değerlendirmeler yapılıyor. Bunlar dökülecek. Bunlar bizi sürekli tehdit ediyorlar, beni, arkadaşlarımı sürekli tehdit ediyorlar. Bizim bunlarla korkumuz, vesaire falan böyle bir şey söz konusu değil. Biz bu yola farklı çıktık, dolayısıyla bu işin içerisinden de muzaffer olarak çıkacağız. Hepsinin nasıl süklüm püklüm mahkemelere çıktığını görüyorsunuz. Yargı da bunlarla ilgili kararları en adil şekilde inşallah verecek. Bu neticeyle de bugüne kadar mağdur, mazlum konumdaki bütün vatandaşlarımız haklarına ulaşmış olacak.”
“ALMANYA, KENDİ İÇ SİYASİ ÇEKİŞMELERİNİ BU SÜRECE TAŞIDI”
Cami çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmeyeceğine yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: “Türkiye’nin tansiyon düşürme noktasında herhangi bir sorumluluğu yoktur. Eğer bu konuda sorumluluk aranıyorsa bunun baş sorumlusu Almanya’nın ta kendisidir. Almanya şu ana kadar kendi iç siyasi çekişmelerini sürekli olarak Türkiye ile ve diğer bazı Avrupa ülkelerini de yanına almak suretiyle bu sürece taşımıştır. Almanya, Avrupa Birliği müktesebatına uymayan bir ülke konumuna düşmüştür.”
“ALMANYA’DAKİ SOYDAŞLARIM, SEÇİMLERDE TÜRKİYE DÜŞMANLARINI DESTEKLEMESİN”
Vize konusunu örnek gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir vize konusu olmuştur, Avrupa Birliği sözünde durmamıştır. Aynı şekilde mültecilerle ilgili Türkiye’ye ödeme vaadinde bulundukları biliyorsunuz bir rakam olmuştur ki bu bizim bütçemize girecek bir para olmamıştır. 3 artı 3 milyar avro gibi bir söz vermişlerdir. Bu parayı vermedikleri gibi şu ana kadar arazide kullanan rakam 825 milyon avrodur. Bizim ise harcamış olduğumuz rakam, 30 milyar avroyu aşmıştır. Avrupa Birliği bu noktada vaadinde durdu mu? Durmadı. Şu anda Almanya neyi konuşuyor? Almanya şu anda işte 25-30 gün sonra yapılacak olan seçim için adeta SPD ve Hristiyan Demokratlar olarak ‘Türkiye’yi ne kadar hırpalarsak o kadar içeride fazla oy alırız.’ havasına düşmüşlerdir. Ben de Almanya’daki bütün soydaşlarıma diyorum ki, sakın bir yanlışa düşüp de bunları desteklemeyin. Ne Hristiyan Demokratları ne SPD’yi ne Yeşilleri… Bunların hepsi Türkiye düşmanıdır. Orada şu anda Türkiye’ye karşı düşmanlık yapmayan siyasi partilere gerekli desteği verin. Birinci parti, ikinci parti olmaları önemli değil, onlara verin. Çünkü bu bir yerde artık Almanya’da yaşayan tüm vatandaşlarımın bir onur mücadelesidir. O soylu mücadeleyi demokratik haklarını kullanmak suretiyle vermelerini tavsiye ediyorum.”
“ONURUMUZLA HİÇBİR ÜLKEYİ OYNATMAYIZ”
“Almanya’dan da Avrupa Birliği müktesebatı sürecine yönelik onların aklına da ihtiyacımız yoktur. Bir defa buradaki siyasi partilerin bu mücadeleyi demokratik bir tavır içerisinde yürütmeleri lazım. Bunu yapamamışlardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Bunu özellikle de Hamburg Zirvesi’nde de gördük. Kendileriyle bunları konuştuk, kendilerine bunları çok açık, net söylememize rağmen, oradan döndük geldik ama değişen bir şey yok. Hâlâ yine aynı kafadalar, aynı anlayıştalar. Değişen bir şey olmadığına göre orada asıl bu işi değiştirecek olan bir defa 1 milyona yakın oy kullanacak olan Türk seçmen var. Ben Türk seçmenlerimize özellikle Türkiye’ye bu denli saldıran, bu denli saygısızlık yapan bu siyasi partilere karşı sandıkta oylarını kullanırken gerekli dersi vermeleri gerekir diye düşünüyorum. Bu bakımdan da hiçbir zaman Avrupa Birliği üyesi ülkelerle biz bir kavganın içerisinde olmadık ve asla da böyle bir şeyi düşünmüyoruz, düşünmedik ama bizim haysiyetimizle bizim onurumuzla da biz hiçbir ülkeyi oynatmayız.
ADİL ÖKSÜZ HAKKINDA ALMANYA’YA NOTA VERİLMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adil Öksüz’ün Almanya’da olduğu iddiaları üzerine bu ülkeye nota verilmesi sonrasındaki gelişmelere ilişkin soru üzerine, şu cevabı verdi: “Biz şu anda üzerimize düşen diplomatik görevi yapıyoruz. Biz notamızı verdik ve Almanya’dan bu konuda gerekli adımı atmasını istiyoruz. Almanya, kendi vatandaşlarını bizden isterken nasıl bir farklı tutum içine giriyorsa, biz de şu anda orada bulunan bu teröristleri kendilerinden istiyoruz. Onlar üstelik suçluyu istiyor, biz teröristi istiyoruz. Daha önce de söyledim, 4 bin 500 terörist dosyasını Sayın Merkel’in kendisine verdim. Bunlardan bize herhangi olumlu bir dönüş olmadı. Hâlâ bekliyoruz. Şu anda onların burada 3-5 tane diyelim ki tutuklusu var, onları sürekli bizden istiyorlar. Onları bizden isterken, kusura bakmasınlar, onların yargısı varsa, bizim de yargımız var. Yargımız, bu konuda kararı verir, kararı verdikten sonra da gereği neyse onu yaparız.”