TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlanan 2018 yılı bütçesine değinen Başbakan Yıldırım, Bütçenin AK Parti iktidarının 16. bütçesi olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nde üst üste 16 bütçe yapan başka bir iktidarın varlığını hatırlamadığını vurgulayarak, “Üst üste yapılan 16. bütçe, istikrarı, kalkınmayı, hizmeti, sürdürülebilir büyümeyi gösterir. Bütçemizin esas itibarıyla bu seneki büyüklüğü 763 milyar lira. 2002 yılında AK Parti ilk bütçesini yaparken manzara; gelirin yüzde 43’ü doğrudan faize gidiyordu. Neredeyse gelirlerin yarısı faize veriliyordu. Geriye kalan yüzde 57 ile de ne yapacaksan yapacaksın” dedi.
AK Parti Genel Başkan Vekili ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, geride kalan 2 hafta boyunca çok yoğun bir gündem geçirdiklerini, uluslararası etkinliklere ev sahipliği yaptıklarını, Somali’den Özbekistan’a, Pakistan’dan Irak’a ülke liderleriyle kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
Başbakan Yıldırım, bu sene düzenlenen TRT World Forumunda dünyanın her tarafından gelen uzmanlarla bir toplantı gerçekleştirildiğini anımsattı.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Külliyesinin akademik yıl açılışını yaptıklarını hatırlatan Yıldırım, bu yıl 10’uncusu düzenlenen Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansında siber güvenlik konusunda Türkiye’yi bekleyen tehditlerin ne olduğu, neler yapılması gerektiğini akademisyenlerle, uzmanlarla değerlendirdiklerini ifade etti.
İstanbul’da Afrika eğitim bakanlarına ve D-8 zirvesine Cumhurbaşkanlığının ev sahipliği yaptığını anımsatan Yıldırım, dış dünyadan gelen heyetlerle kapsamlı görüşmeler yaparken, aynı zamanda il ziyaretlerini de ihmal etmediklerini, Elazığ ve İzmir’de iş dünyasıyla, parti teşkilatlarıyla bir araya geldiklerini dile getirdi.
İzmir’de Çiğli 2. Ana Jet Üssü’nde pilot eğitimi alan personeli ziyaret ettiklerini anlatan Yıldırım, İzmir’de yabancı misafirlerle Ege Ekonomik Forumunu gerçekleştirdiklerini, özellikle Ege bölgesinin ihracatta, üretimde ve Türkiye’nin büyümesinde yapılması gerekenlerin, gelecek vizyonunun ve komşularla ilişkilerin kapsamlı bir şekilde ele alındığını kaydetti.
Yıldırım, 27 Ekim Cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ulus’ta inşa edilen Melike Hatun Camisinin açılışını gerçekleştirdiklerini, hafta sonu ise yine Erdoğan ile Konya’ya giderek 1 milyar 400 milyon değerindeki 50 eserin açılışını yaptıklarını, ardından il danışma meclisi toplantısında parti teşkilatlarıyla bir araya geldiklerini anlattı.
İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında ise Anıtkabir’e gittiklerini, sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ev sahipliğindeki tebrikatlara katıldıklarını ifade eden Yıldırım, “Bundan tam 94 yıl önce, destansı bir mücadelenin ardından Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ecdadımızın emanetini, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ şiarıyla hep birlikte gözümüz gibi korumaya devam ediyoruz. Milletimizle birlikte 2023 hedeflerimize, Cumhuriyetimizin 100. yılına kararlı adımlarla yürüyoruz.” dedi.
İstiklal harbini zafere taşıyan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitleri rahmetle anan, gazileri şükranla yad eden Yıldırım, şunları kaydetti:
“Cumhuriyetimizin en büyük kazanımı şüphesiz demokrasi ve hukuk devletidir. Bizim birinci önceliğimiz Cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkmak, daha da geliştirmek, milletimizin hukukunu korumaktır. Bu vesileyle bir kez daha Cumhuriyetimizin 94. yılını kutluyorum. Cumhuriyetin yüzüncü yılına sadece 6 yıl kaldı. Son yıllarda ülkemize, demokrasimize, millet iradesine yönelik birçok saldırıyla karşı karşıya kaldık. Allah’a şükür tamamını püskürttük, bertaraf ettik. Bütün bu mücadeleyi verirken istikametimizi asla kaybetmedik, hedeflerimizden hiç şaşmadık. Şükürler olsun ki 15 yıldır milletin desteğiyle, duasıyla dimdik ayaktayız. Milletin desteğini alanların sırtı yere gelmez. Diz çöktürmeye çalıştılar çökmedik, dizginlemeye çalıştılar inadına şaha kalktık. Cumhuriyetimizin 94. yılına daha da güçlenerek, Türkiye’yi daha da büyüterek ulaştık.”
DÜNYADA EN FAZLA BÜYÜYEN ÜÇÜNCÜ ÜLKE TÜRKİYE
Türkiye’nin 15 Temmuz’a, terörle yoğun mücadeleye rağmen bu senenin ilk yarısında yüzde 5’in üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiğini hatırlatan Yıldırım, “Bu ne demek? Dünyada bizden daha fazla büyüyen 2 ülke var. Biri Çin, biri Hindistan, üçüncü Türkiye geliyor. İnşallah bu yıl sonu itibarıyla büyümemiz 6’nın üzerinde, belki de 7’ye yakın bir orana ulaşacak. Bunun gerçekleşmesi halinde Türkiye gelişmiş 20 ülke içinde en fazla büyüyen birinci ülke olacak.” diye konuştu.
Gelecek 10 yılda Türkiye’nin en büyük gücünün yatırım, üretim ve ihracatta büyüme olacağını vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Bunu neye dayanarak söylüyorum? Yılın ilk yarısındaki büyümenin, yüzde 5,1 büyümenin 3,9’u yatırımlardan geliyor, net ihracat artışından geliyor. 2017 yılını ihracatta, istihdamda seferberlik yılı ilan etmiştik ve biraz da iddialı olarak hedefi ihracatta 153 milyar koymuştuk. Üstüne bu hedefi daha sonra güncelledik ve şimdi yeni hedefimiz 156,5 milyar dolar. Yılın 9 ayındaki ihracattaki büyüme Türkiye’nin büyümesinin iki katından fazla oldu. Yani yüzde 10,6 ihracatta büyümeyi gerçekleştirdik. Ekim ayı rakamlarının daha da iyi olacağını tahmin ediyoruz. Merkez Bankamızdaki döviz rezervi 2016 darbe girişiminden sonra 90 milyar dolarlara gerilemişti, şu anda 117 milyar dolar civarındayız. Yeniden 135 milyar rekor seviyesine çıkmamız içten bile değil.”
Yıldırım, üst üste reform niteliğinde çok önemli düzenlemelere imza attıklarını söyledi.
Bunu Yüce Meclis ve AK Parti Grubu’nun yaptığını belirten Yıldırım, “Arkadaşlarımızın Türkiye’nin inşaasında ortaya koydukları bu büyük gayret için şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
KOBİ’LERE YENİ KREDİ İMKANLARI GETİRDİK
Esnaf ve sanatkara geçen hafta 10 milyar liralık yeni kredi imkanından bahsettiğini anımsatan Yıldırım, bunun üzerine şimdi KOBİ’lere yeni bir kredi imkanı getirdiklerini ifade etti.
Teknoloji düzeyi yüksek ürün ve yatırımlara yönelen KOBİ’lere yüzde 70’i ödemesiz yüzde 30’u geri ödemeli olmak üzere destek sağlanacağını dile getiren Yıldırım, “Amaç katma değeri yüksek ürünlere KOBİ’leri yöneltmek. Yani pahada ağır yükte hafif, akıl terinin içinde olduğu alınteriyle ürünleri üretmek ve daha çok kazanmak. Daha çok kazanınca ülke de daha çok kazanacak. Toplam destek tutarı her bir KOBİ için 5 milyon TL. Özel bir ürün olursa bu iki katına kadar da çıkabilecek. Buna Teknolojik Yatırım Destek Programı diyoruz. Başvurular geçen hafta itibariyle başladı.” bilgisini verdi.
Geçen ay KOBİ’lerin teknoloji üretim altyapısını geliştirmek için KOSGEB ve KOBİ Geliştirme Programını da başlattıklarını hatırlatan Yıldırım, toplamda şu ana kadar 8 bin 355 başvuru aldıklarını, değerlendirmelerin sürdüğünü, kısa sürede sonuçlandırarak 500 milyon lira desteğin KOBİ’lere verilmiş olacağını kaydetti.
Yeni destek sistemi olarak stratejik ürün desteği planladıklarını da söyleyen Yıldırım, “Bu programda da yerli ve milli ürünler ayrıca desteklenecek. Yerli katkısı ne kadar fazlaysa, patentiyle, mülki fikri haklarıyla tamamen milli bir ürün varsa, bunlara ayrı bir destek programını da hayata geçiriyoruz.” diye konuştu.
KOBİ’lerin ithal ettiği ürünleri ürettikleri takdirde, ithal ettiği ürünleri geliştirmek suretiyle yerlilik, millilik oranını artırmaları halinde bu destekten faydalanabileceklerini ifade eden Yıldırım, stratejik ürün destek programına müracaatların da 15 gün sonra alınmaya başlanacağını ifade etti.
17 SINIR KAPISINA OTOMATİK PLAKA OKUMA VE KAYDETME SİSTEMİ
Gümrük kapılarının dış ticaretin, ülkeye giren, ülkeden çıkan malların ve ziyaretçilerin karşılaştıkları adeta “vitrin” niteliğinde olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
“Özellikle kara gümrük kapılarımız, gelen giden bütün araçlar, yarın itibariyle artık otomatik plaka okuma ve kaydetme sistemiyle çalışacak. 17 sınır kapımızda kurulan bu sistem faaliyete geçecek. Kapıköy, Sarp ve Türközü sınır kapılarında da çalışmalar biter bitmez sistem faal hale gelmiş olacak. Bu sistemi tamamen yerli kaynaklarla yaptık. Yabancı dilde yazılı plakalar için de anında çeviri sistemi var.
Giriş çıkışlar kolaylaşıyor. Zamandan ve personelden tasarruf var. İnsan kaynaklı hatalar tamamen ortadan kalkmış olacak. Aynı zamanda güvenliği artıracak şekilde bilgiler anında analiz edilecek, değerlerlendirilebilecek. Özellikle de kaçakçılıkla mücadelede çok ciddi bir kazanım elde etmiş olacağız.”
ENGELLİ VATANDAŞLARIN HAKKINI TESLİM EDEN TEK PARTİ AK PARTİ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkililerinin Bakanlar Kuruluna kapsamlı bir sunum yaptığını, bununla ilgili çeşitli kararlar alındığını belirten Yıldırım, engelli vatandaşların hakkını teslim eden, onlara öncelik sağlayan tek partinin AK Parti olduğunu ifade etti.
Yıldırım, 2002 yılında 5 bin 777 olan kamuda çalışan engelli memur sayısının şimdi 52 bin 236’ya çıktığına vurgu yaparak, 15 yılda işçi, memur, özel sektör çalışanı toplam zaman 365 binin üzerinde engelliye iş sağladıklarını söyledi.
Bu rakamların engellilere bakış açılarını ortaya koyduğunu dile getiren Yıldırım, “Eskiden engelliyse, kimse görmesin diye karanlık odalarda saklanıyordu; sanki ayıpmış gibi. Toplumdan uzak tutmaya çalışılarak maalesef engellilerin hayata katılması engelleniyordu. AK Parti iktidarlarında öncelikle zihinlerdeki engeli yıktık. Bugün engelli kardeşlerimiz ulaşımda, iletişimde, iş aleminde hayatın her alanında ‘biz de varız’ diyorlar ve çalışmalarını sürdürüyorlar.” diye konuştu.
Engellilerle ilgili kapsamlı yasanın da AK Parti döneminde çıktığını anımsatan Yıldırım, 2011 yılında kamu kurumlarına girişi, merkezi sınav sistemi ile yaptıklarını bu uygulamanın da dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmadığını söyledi.
Yıldırım, engellilere yeni yılda bir de müjde vermek istediğini vurgulayarak, “Önümüzdeki sene 5 bin engelli kardeşimize iş vereceğiz. Hayırlı uğurlu olsun. Ayrıca engellilere yönelik düzenlenen E-KPSS’nin geçerlilik süresini de 2 yıldan 4 yıla çıkarıyoruz. Onları bir daha zahmete sokmadan ellerindeki puanla bu yerleştirmeyi yapacağız.” diye konuştu.
2018 BÜTÇESİNİN BÜYÜKLÜĞÜ 763 MİLYAR LİRA
Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlanan 2018 yılı bütçesine de değindi.
Bütçenin AK Parti iktidarının 16. bütçesi olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nde üst üste 16 bütçe yapan başka bir iktidarın varlığını hatırlamadığını vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üst üste yapılan 16. bütçe, istikrarı, kalkınmayı, hizmeti, sürdürülebilir büyümeyi gösterir. Bütçemizin esas itibarıyla bu seneki büyüklüğü 763 milyar lira. 2002 yılında AK Parti ilk bütçesini yaparken manzara; gelirin yüzde 43’ü doğrudan faize gidiyordu. Neredeyse gelirlerin yarısı faize veriliyordu. Geriye kalan yüzde 57 ile de ne yapacaksan yapacaksın. Babaannemin lafı gibi ‘Bütünü bölme, yarımı yeme, ye iç karnını doyur’. Türkiye’nin hali buydu. O günlerden bugüne geldik. 2018 yılı bütçesinde faize vereceğimiz miktar yüzde 9’a düştü. 2002’de topladığımız 100 lira vergi gelirinin 86 lirasını faize yatırıyorduk. Geriye 14 lira kalıyordu, bozdur bozdur harca. 2018 yılında yani bu bütçede 100 liranın, 88’i bizde kalıyor 12 lirasını faize veriyoruz. Hedefimiz hiç vermemek. ‘Siz bu yatırımları nasıl yaptınız, gömü mü buldunuz’ diye soranlara, gömü bulmadık, faizciye giden paraları faizcilerin elinden aldık, milletin hizmetine sunduk. Yatırıma verdik, projelere verdik, milletin refahına harcadık. Bu işlere sizin aklınız ermez.”
Yıldırım, son 15 yıl içinde eğitimden sağlığa verilen desteklemelerden de söz etti.
Bütçenin yüzde 18’inin eğitime ayrıldığını anlatan Yıldırım, “Eğitim ne demek? Gelecek demek. Gençlerimiz geleceğimiz. Bu alana ne kadar ayırırsak, ne kadar çok yatırım yaparsak geleceğe yatırım yapmış oluyoruz.” dedi.
AK Parti hükümetlerinin gururla ifade edebileceği bir başka alanın da sağlık olduğuna değinen Yıldırım, 2018 yılında 127 milyar lirayla bütçe büyüklüğünün yüzde 17’sini sağlığa ayırdıklarını dile getirdi.
“Bu bütçe yatırım bütçesidir.” diyen Yıldırım, “Görüldüğü üzere 2018 bütçesi faiz bütçesi değil, yatırım ve hizmet bütçesidir. Bunu ben değil, rakamlar söylüyor. 2002 yılına göre yatırımdaki kaynak iki katın üzerinde arttı. 2018 yılı bütçesinde 85 milyar lira yatırama ayrılıyor ama yıl içinde bu rakam daha da artabilir.” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, ekonominin daha da büyümesiyle ilave yatırımların yapılacağını belirterek, sosyal harcamalarının 2002’de 3 milyarın altında olduğunu, bugün 51 milyara yükseldiğini dile getirdi.
Sosyal devletin lafla değil icraatla olduğuna işaret eden Yıldırım, icraatın adresinin AK Parti olduğuna işaret ederek, gruptaki partililere “Boş lafın adresi neresi?” diye sordu ve partililerden “CHP” yanıtını aldı. Ayrıca, Polatlı’dan Ankara’ya hızlı trenin kaç dakikada geldiğini soran Yıldırım, 18 dakika cevabını alması üzerine, “CHP bu işten anlamaz. Bir gün binin Allah rızası için. Biletinizi de ben alayım. Memleketin geldiği seviyeyi görün. Kıskanmayın, yapılmış eser, herkese.” dedi.
TARIM SEKTÖRÜNE 25 MİLYAR LİRA KAYNAK AYRILDI
Yıldırım, 2018 bütçesinde, tarım sektörüne 25 milyar lira kaynak ayırdıklarını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer biz, 2002’deki şekilde 15 yıl boyunca faiz ödeseydik yaklaşık 1.9 katrilyon faiz ödeyecektik. Şimdi bu anlattığım oranlara düşünce ödediğimiz faiz miktarı 3’te 1’in altına düştü. Cebimizde 1.4 katrilyon para kaldı. Bu parayla da bu işleri yaptık. Köprüleri, yolları, hastaneleri, okulları yaptık, tarıma destekleri, sosyal destekleri verdik, Türkiye’yi 3 kat büyüttük. İşte AK Parti’nin geçmiş 15 yılının özeti budur. Aynı şekilde 2023’e Cumhuriyetin 100’üncü yılına doğru emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. ”
AK PARTİ KONGRE SÜRECİ DEVAM EDİYOR
Başbakan Yıldırım, gruptaki partililerin “Taşeron sizden kadro bekliyor.” sözleri üzerine “O iş bitti, tamam; eli kulağında. Bakanlarımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız, Maliye Bakanımız çalıştılar getirdiler, bugün yarın inşallah devreye girer, merak etme. Yeni seneden itibaren artık bu taşeron mevzusu bitmiş oluyor.” açıklamasında bulundu.
AK Parti’nin kongre sürecinin devam ettiğini, 532 ilçe kongresinin tamamlandığını, 400’ün üzerinde de yapılacak kongre bulunduğunu aktaran Yıldırım, merkez ilçe kongrelerinin kasımda biteceğini ve il kongrelerinin de kasımda başlayıp mart sonunda biteceğini söyledi.
Yıldırım, 2018 ortalarında da büyük kongrenin gerçekleştirileceğine değinerek, şunları kaydetti:
“Yeni görev alan ya da görevini devreden tüm yol arkadaşlarımızı selamlıyorum. Bizim davamız makam, mevki yarışı değil, vatandaşa hizmet yarışı. Tek amacımız, bize güvenen milletimizin beklentisini boşa çıkarmamak. Arkadaşlarımızın bu bilinçle görev yaptıklarını ve bu bilinçle görevlerini başka arkadaşlara devrettiklerini biliyoruz. Belediyenizdeki istifalar ve değişim de aynı anlayış içerisinde gerçekleşiyor. Bunu millete hizmet yolunda bir nöbet değişimi olarak görüyoruz. Bizim yol arkadaşlığımız başka partiler gibi görev bitene kadar değil, son nefesi verene kadar. Görevlerini devreden bütün belediye başkanlarımıza hizmetlerinden dolayı bir kez daha partimiz, milletimiz adına teşekkür ediyorum.”
KILIÇDAROĞLU MİLLETE DE HAKARET ETMEKTEN GERİ DURMUYOR
Yıldırım, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, son zamanlarda Anamuhalefet partisi CHP’de ciddiyeti giderek artan bir üslup bozulması yaşandığını söyledi.
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun ne dediğini anlayan varsa beri gelsin.” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anamuhalefet partisi sözcülerini de böyle ayarı kaçmış bir dil kullanmaya atan sebebi de doğrusu merak ediyoruz. Bir parti sözcüsü, geçen gün Cumhurbaşkanımız hakkında münasebetsiz laflar etti. Bunu dinleyince, adam parti sözcüsü mü, parti sövücüsü mü doğrusu anlayamadık. Bunlara, burada, terbiyem müsaade etmiyor, öyle bir cevap veririm ki altından kalkamazlar. Ama şu kadarını söyleyeyim: Eğer ‘şeddeli diktatör’ arıyorlarsa geçmişlerine, geleneklerine baksınlar.
15 yıl alnının akıyla, hizmetleriyle, vatandaşın duası ve desteği ile kesintisiz iktidara gelen parti AK Parti’dir, lideri de Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sizin bu hezeyanlarınız bu gerçeği değiştirmez, bunu vatandaşımız biliyor. Sayın Kılıçdaroğlu sadece Cumhurbaşkanımıza, partimize değil, aynı zamanda millete de hakaret etmekten geri durmuyor. Sandığa gidip serbest iradesiyle oy veren vatandaşlara yükleniyor, niye AK Parti’ye oy veriyorsunuz diye hesap sormaya çalışıyor. Bu üslup ne siyasete ne de siyasetçiye yakışır. Sen ikide bir Cumhurbaşkanımıza yönelik yakışıksız laflar edeceksin, saygısızlık yapacaksın, meşru siyaset dilinin dışına düşeceksin, meramını siyasi nezaket içinde ifade etmeyeceksin, sonra da saygı bekleyeceksin.”
Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Evet oyu verenlerin çoğu pişman.” dediğini anımsatarak, “Kardeşim nereden biliyorsun? İnsanların aklından geçeni okuma kabiliyeti mi kazandın? Başarısızlığının faturasını AK Parti’ye ve onun liderine hakaret ederek örtemezsin, vatandaşla kavga etmenin değil barışmanın yolunu bul; çalış çabala, belki bir gün sen de iktidar olursun. Size oy verenle birlikte, başka partilere oy verenlere de saygı duymayı öğreneceksiniz. Bir de diyor ki ‘demokrasinin namusunu kurtaralım.’ Sen merak etme Kemal bey, AK Parti milletimizle birlikte 15 yıldır demokrasinin namusunu vesayetçilere, darbecilere karşı korudu, korumaya devam ediyor.” diye konuştu.
Binali Yıldırım, “Eğer illa bir şey kurtarmak istiyorsan, 15 yıldır yerinde sayan, bir adım bile ileri gidemeyen, millete umut vermeyen partini kurtar kardeşim. Bu ülkenin siyasetinde artık bu ayıplı dilin yeri yok, herkes ne konuştuğunu bilecek, millete yakışan üslupla konuşacak.” ifadesini kullandı.
SINIR KAPISI IRAK MERKEZİ HÜKÜMETİNE TESLİM EDİLDİ
Kuzey Irak’ta yapılan referandum hakkında görüşlerini açıklayan Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu gayri meşru referandumun yanlış olduğunu söyledik, dinlemediler. Sonunda ne oldu, ‘bu referandum boştur, tanımıyoruz. Irak’ın Anayasası bizim için geçerlidir, Irak yönetimi bizim muhatabımızdır. Bütün sınır kapıları, havalimanları merkezi yönetimin kontrolünde olmalıdır. Irak Anayasa’sına göre Irak’ın toprak bütünlüğü, hükümranlık hakları asla zedelenmemelidir. Bu referandumu yapanlar bunun bedelini ödemelidir. Bunlar artık orada yöneticilik yapamaz’ dedik. Ne oldu, bırakmak zorunda kaldılar. Sınır Kapısı, bu sabah itibarıyla Irak Merkezi Hükümeti’ne teslim edildi. Bundan böyle Habur geçişindeki bütün kontroller Irak Hükümeti tarafından yapılacak. Türk tarafında Habur’da bizim görevlilerimiz, öbür tarafta Halil İbrahim Sınır Kapısı’nda Bağdat’tan gelen görevliler olacak. Bu şekilde de başından beri söylediğimiz bütün hususlar gerçekleşmiş oldu.
Daha önce Sayın İbadi buraya geldi, bu işleri konuştuk, dönüşünde hemen harekete geçti, şu anda da Habur Sınır Kapısı, Irak yetkililerine teslim edilmiş oldu. Mevcut güzergah Zaho, Dahok, Erbil üzerinden Kerkük’e inen güzergah devam edecek. Önümüzdeki kısa vadede de yine Zummar, Telafer üzerinden ayrı bir koridoru da devreye alacağız. Bunun çalışmalarını da Irak Hükümeti ile beraber gerçekleştireceğiz. Bu devir teslim işlemlerinde herhangi bir tatsızlık yaşanmamış ve sükunetle, gayet sıkıntısız bir şekilde bu dönüşüm sağlanmıştır. Bundan böyle sınırın öbür tarafında adım başı kontroller, adım başı gayri meşru vergiler, haraçlar ortadan kalkacak, sınırdan giren TIR’larımız Bağdat’a, Basra’ya kadar yollarına devam edecek, ticaretlerini yapacaklar. Arada nemalananlar da böylece ortadan kaldırılmış olacak. Bu aynı zamanda Irak’la aramızdaki ticaretin karşılıklı olarak artması için de çok önemli bir imkan sunuyor.”